Düşünce platformu
CHP'nin hedefi: Güçlü yerel yönetim
Bu sayımızda CHP'nin yerel yönetimlerle ilgili çalışmalarını ele alıyoruz. Dünyadaki gelişmelere paralel olarak CHP, yerel yönetimlerde yeniden yapılanmanın gerekliliğini savunuyor. Ancak, bu amaçla sürdürülen çalışmalardan henüz sonuç alınmış değil. Yeni model arayışları sürüyor.
Yerel yönetimler CHP'nin gündeminde ağırlıklı olarak yer alıyor. Bu amaçla kurulan bir komisyon, nasıl bir model geliştirilmesi gerektiğini dinamik bir süreçte araştırıyor.
CHP, yerel yönetimler sorununu Yerel Yönetimler Kurultayı ile çözmeyi amaçlıyor. Sonuç aşamasına kadar bu kurultayların belli periyotlarla yenilenerek sürdürülmesi düşünülüyor.
İlki geçtiğimiz nisan ayında gerçekleştirilen kurultayda farklı görüşlerin CHP'li yerel yöneticilere aktarılması sağlandı. Böylelikle partinin temel ilkeleri doğrultusunda yeni görüşler ortaya konulmasına olanak verildi.
CHP'nin yerel yönetimlerle ilgili çalışmalarını soru-yanıt olarak sunuyoruz.
Nasıl bir yapı?
yy -Bugünkü yapılarıyla yerel yönetimler yetersiz sayılıyor. CHP de buna katılıyor. Böyle bir sonuca varılmasını sağlayan düşüncelerin kaynağı nedir?
- Son yıllarda dünya; bir yandan hızlı bir değişim geçirecek küreselleşmeye doğru giderken, öte yandan da ulusal ölçekte bir yerelleşme dinamiğinin ve sürecinin de içerisinde bulunmaktadır. Ülkelerin birbirleriyle kurdukları makro düzeydeki iletişim ve entegrasyon süreci, bu ülkelerde merkeziyetçi bir yapının aşılmasını ve yerelleşmeyi zorunlu kılmaktadır. Zira ancak milliyetçi bir yapının uzun dönemdeki çözücü etkisinden kurtulan ve yerel dinamikleri harekete geçirebilen bir toplum, dünya ile sorunsuz ve eşit bir entegrasyonu sağlayabilir.
Toplumun çıkarı
yy - Yerel yönetimlerin yeniden yapılanması gereğinde entegrasyon gereksinmesi dışındaki etkenler nelerdir?
- Türkiye Cumhuriyeti Avrupa ile küresel odak oluşturmayı hedeflemektedir. Bu sürecin bazı taşları döşenmiştir. Ancak bu yönde atılması gereken adımların başlangıcında olduğu da kuşkusuzdur. Bu yöndeki adımların hızlı bir şekilde atılması gerekmektedir. Gerekli olan bir diğer temel adım da devletin her alanda merkeziyetçi olan yapısından kurtarılmasıdır. Mümkün olan bütün alanlarda merkeziyetçiliğin aşılması ve yerelleşmenin sağlanması zorunludur. Bu sadece Avrupa ile girilen küresel süreç açısından değildir. Bu coğrafyada yaşayan yurttaşların kısa ve uzun dönemli çıkarları bunu gerektirmektedir.
yy - Neler yapılmalıdır?
- Bu alanda yapılacak ilk iş, yerel yönetimler üzerindeki her türlü merkezi vesayetin kaldırılmasıdır. Bu yerel yönetimin demokratikleştirilmesi ve etkin kılınması anlamına gelmektedir. Katılım da bir diğer boyuttur.
Ancak bu özellikleri barındıran bir yerel yönetim, işlevlerine uygun hizmetleri sunabilir ve bir yerel yönetim organı niteliğine kavuşabilir.
Kaynak sorunu
yy - Henüz kesin çizgilerinin tam çizilmediği vurgulanıyor, ama, yine de genel hatlarıyla bir model taslağına ulaşılmış olmalı. Bu modelin özellikleri nedir?
- Ülke ve dünya gerçeklerinin ışığında düşünen CHP, yerelleşmenin ve yerel yönetim kurumlarının önemine inanmaktadır. CHP'nin oluşturacağı yeni yapılanmada yerellik kavramının çağdaş gelişmeler ışığında yeniden tanımlanması ve yerel nitelikli hizmetlerin çerçevesi somutlaştırılarak bu nitelikteki tüm kamu hizmetlerinin yetki, kaynak ve araçlarıyla yerel yönetimlere devredilmesi düşünülmektedir.
yy - Yeni yapılanma, yeni görevler de getirecek mi?
- Evet.. Yerel yönetimlerin geleneksel hizmet alanları dışında yeni görev, yetki ve sorumluluk alanlarına yönelmeleri sağlanmalıdır. Bu bakış Yerel Yönetim Reformu'nu zorunlu kılmaktadır.
yy - Peki, CHP bu reform yolunun neresinde?
- CHP'nin bu alanda gerekli teorik hazırlıkları yapması ve uygulamaya dönük bir politikayı netleştirmesi zorunludur. Yerel seçimlere hazırlık ve politikaların saptanması anlamına da gelen bu çalışmalar, partinin kitlelerle bağlarını pekiştirmesi ve kitlenin sorunlarına çözüm sunması anlamına da geleceğinden önemlidir.
Kurultay süreci
yy - CHP, katılımcılığı savunuyor. Bu konudaki tavrı ne olacak?
- CHP, yerel yönetimlerin öneminin ve bir reform gerekliliğinin bilinciyle, bütün sorunların ve çözümlerin Yerel Yönetim Kurultayı'nda ele alınıp, yeni bir model üretilmesi kararlılığındadır.
Bu çalışmalarda amaç sadece var olan Belediyeler Yasası'nı değiştirmek değildir. Gerektiğinde diğer yasaların hatta Anayasa'nın değiştirilmesi de öngörülmektedir. Değişimleri yakalamak ve en iyiye ulaşmak için Yerel Yönetim Kurultayı'nın sürekli bir kurultay olarak çalıştırılması düşünülmektedir. En azından Kurultay'ın yerel seçimlere kadar sürdürülmesi öngörülmekte ve bu seçimlere yönelik parti stratejisine ilişkin görüşlerin ve propogandaların değerlendirilebileceği bir platform olarak da işlev üstlenmesi tasarlanmaktadır.
yy - Somut adımlar var mı?
- Elbette. Örneğin, komisyon çalışmalarında alınan ilk önemli kararlardan birisi, Genel Merkez'de sürekli görev yapacak, bir Yerel Yönetim Birimi'nin yeniden oluşturulması olmuştur.
Bugüne kadar yapılan toplantılardan elde edilen, yeni bir yerel yönetim modeline ilişkin tartışma sonuçları, özel notlar ve başlıklar halinde belirlenmiştir. Üzerinde uzlaşma sağlanan konuların yanında halen tartışma sürecinde bulunan konular da vardır.
***
Tartışmalardan çıkan sonuç
Saydam yönetim
CHP, yerel yönetimlerin yeniden yapılanmalarına ilişkin çalışmalarda neleri baz aldı? Tartışılan konular nelerdi? Çalışma raporlarından alınan bilgilerle bu soruların yanıtını vermeye çalışacağız.
Yeniden yapılanmanın temel taşlarının belirlenmesi amacıyla yapılan değişik zamanlı çalışmalardan edinilen sonuçlar CHP Yerel Yönetimler Komisyonu'nun bilgilendirme raporunda yer aldı.
Tartışılan konuların ve bunlara ilişkin görüşlerin sıralmandığı raporun birinci bölümü şöyle:
Yerel yönetimle ilgili tartışmalarda üstünde durulmasına gerek görülen temel noktalar şu şekilde saptanmıştır:
* Saydamlaşma, demokratikleşme ve etkinlik.
Bunlar duyarlı olunması gereken temel kavramlardır. Yerel yönetimde açık, dürüst ve güven verici bir anlayışı geliştirmek ve denetim mekanizmalarını çalıştırmak temel hedeflerden birisi olmalıdır.
Yerel Yönetimin dmokratikleştirilmesi sadece yerel demokrasinin gelişmesi açısından değil ülke demokrasisinin gelişmesi açısından da zorunludur. Yerelde demokratikleşmeyi sağlayamayan bir yönetimin makro düzeyinde bir demokrasiden söz etmesi bile mümkün değildir.
Etkinlik, hizmetlerin verimli ve örgütlenmiş bir temel üzerinde sunulmasını içermektedir. Etkin bir yerel yönetim, aynı zamanda işlevine uygun hareket eden bir yerel yönetimdir.
Bu üç nokta etrafında yapılacak analizler sağlıklı bir yerel yönetim modelinin ortaya çıkmasının ön koşuludur.
* Merkezi yönetim ile yerel yönetim arasında yetki-görev bölüşümü.
İçişleri, dışişleri, milli savunma, adalet, milli eğitim, maliye, sosyal güvenlik ve bayındırlığın ulusal düzeydeki hizmetlerini (ulusal ulaşım ağı- karayolları, demiryolları-, altyapı, enerji ), iletişim, tapu-kadostro, orman ve nüfus vb. yönetsel konuların merkezi yönetimde bırakılması; buna karşı, sayılan konuların dışındaki tüm yetki ve görevlerin yerel yönetimlerde toplanması konusunda bir eğilim saptanmıştır.
Ülkemizdeki merkeziyetçi yönetim yapısı aşılmalıdır. Bunun en geçerli ve temel yolu da merkezi yönetimin elindeki yetki ve görevlerin- olanaklar çerçevesinde- hepsinin yerel yönetiminde bırakılmasıdır. Bu gerçekleştirildiğinde hem merkezi yönetim hantallıktan kurtulacak ve asıl işlevlerinde etkinleşmiş olacak, hem de sorunlar ortaya çıktıkları yerde çözümlenebilecektir. Yerel yönetim kurumlarının gelişmesi ve güçlenmesini sağlayacak olan yeni modelin Türkiye'nin yaşadığı merkezi yönetimden kaynaklanan bazı sorulara yanıt oluşturacağı da açıktır.
Öte yandan valilik makamını, yetkileri kısılarak ve görev alanı daraltılarak devamı, il genel meclisinin de özelleştirilmesi (yani valiliğin vesayetinden çıkarılması) konularında da genel görüş birliği sağlanmıştır.
* Mahalle ve köylerin sistem içindeki yeni konumu.
Türkiye'de varolan yönetim sisteminde mahalle ve köy birimlerinin önemi açıktır. Ancak bu birimlerin sistem içindeki yeri yeniden değerlendirilmelidir. Yeni modelde, bu birimlerin sistem içindeki yerini ve önemini belirginleştirmek ve yeni içeriğe büründürmek, aynı zamanda sistemin bütününün yeniden gözden geçirilmesi anlamına da gelmektedir.
* Yerel Yönetim Bakanlığı.
Merkezi otorite ile yerel yönetimler arasında eşgüdümü sağlamak ve iletişimi sürdürmek amacı ile bir Yerel Yönetim Bakanlığı'nın kurulması düşünülmektedir.
Yerel Yönetim Bakanlığı, yerelleşmenin destekçisi ve özendiricisi olmalıdır. Merkezi yönetimin bir kurumu olmakla beraber, özünde yerel bir kurumun davranış bazında hareket etmeli ve yerel yönetimlerin sorunlarına çözüm üretmelidir.
* Yerel yönetimler vesayetten kurtarılmalı.
Valilik ve diğer merkezi kurumların yerel yönetimler üzerindeki vesayeti merkeziyetçi bakış ve varolan uygulamadan kaynaklanmaktadır. Bu kurumların görev ve yetkileri gereğinden fazladır ve kısılmalıdır. Yasal süreçlerin de vesayeti besleyen bir içerikte olduğu vurgulanmaktadır. Bu durum yerel yönetim birimlerinin özerkliğini ortadan kaldırmakta demokratikleşmelerini engellemekte ve onları "memur" konumuna düşürmüktedir. Her türlü vesayet mutlaka kaldırılmalı ve yerel yönetimlerin özerkliği sağlanmalıdır.
*Belediye meclis üyelerinin durumu.
Belediye meclis üyelerinin tam zamanlı ve profosyonel bir şekilde çalışmaları işlevlerini yerine getirmede olumlu bir katkı sunacak ve belediye hizmetlerini yaygınlaştırarak kalitesini yükseltecektir.
* Saydamlık ve dürüstlük.
Bu konularda beliren görüşler şunlardır:
Belediye meclis toplantılarının mümkün olan durumlarda naklen yayını.
Ödemelerin ve hakedişlerin aylık olarak ilan edilmesi.
Halk oylaması kurumu.
Komisyon toplantılarının açık olması.
Tüm işlemlerde açıklık.
Seçilenler ve bütün belediye yöneticileri için servet beyanının kabul edilmesi.
Yerel yönetimlerde saydamlığın ve dürüstlüğün önemi yadsınamaz. Belediye yönetiminin uygulamalarını o bölgede yaşayan halka karşı sorumluluk duyarak yapması için denetlenmesi gerekmektedir. Saydam ve dürüst bir yönetim ancak halk denetimi ile sağlanabilir. Bu alanda hem belediye yönetiminin hem de örgütlü kitlelerin devrede bulunması ve birlikte etkinliğin sürdürüleceği kurumlaşmaların olması zorunludur. Ayrıca belediye yönetiminin sorumluluk duyarak bütün etkinliklerini halk denetimine uygun bir biçimde yapması da gereklidir.
* Bütçe ve personel serbesliği
Yeni bir personel rejimi saptanmalı.
Sendika boyutu bu yeni personel rejimine katılmalı.
Memur statüsü kaldırılmalı.
İş güvencesi işsizlik sigortası sisteme katılmalı.
Yerel Yönetimlerde yeni bir personel rejimi ve politikasının saptanması gereklidir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun dışında yeni bir çalışma mevzuatı tanımlanmalı ve bu kurumlarda çalışanlar memur statüsünün dışına çıkarılmalıdır. Bunu yaparken çalışanların özlük hakları ve iş güvencelerinin korunmasına dikkat edilmelidir. Bu konuda yaşama geçirilmesi gereken temel politikalar İş güvencesi ve işsizlik sigortası uygulamalarıdır.
Bütçe:
Merkezi fonların iptal edilerek yerel yönetimlere devri sağlanmalı.
Vergilendirmede yerel yönetimler için buçuklandırma yetkisi sağlanmalı.
Dış borçlanma ile ilgili yeni önlemler alınmalı ve özellikle Hazine'nin onayı gerekli kılınmalı.
Belediye İktisadi Teşekkülleri (BİT) kaldırılmalı.
Yerel yönetimlerin ciddi ekonomik zorluklar içerisinde bulundukları ve yerine getirmekle yükümlü oldukları hizmetleri sunmada sıkıntı çektikleri bilinmektedir. Bu olgunun kökeninde bütçe ile ilgili düzenlemeler ve yine herşeyi merkeze bırakan anlayış yatmaktadır. Bu olumsuzluğun aşılması yönünde atılacak ilk adım merkezi fonların iptal edilerek yerel yönetimlere devridir. Bu devir yerel yönetimlerin sorunlarını bütünüyle çözmese de rahatlatacaktır. Vergilendirmede buçuklandırma yetkisinin yerel yönetimler için sağlanması da aynı olumlu işlevi görecektir.
Bütçe ile ilgili olarak atılması gereken adımlar da dış borçlanma ve BİT’lerle ilgilidir. Dış borçlanma için yeni önlemlerin alınması ve hazinenin onayının aranması gerekmektedir. BİT ise kaldırılmalıdır. Suistimale açık olan bu kurumların yerel yönetimlerin çalışma alanı dışına çıkarılması yerel yönetimlerin asıl işlevlerine de hizmet edecektir.
***
Taslak modelde köyler kalkıyor!
CHP'de henüz kesinleşmemiş yeniden yapılanma çalışmalarının vardığı nokta, Komisyon raporunda şöyle açıklanıyor; Tüm Türkiye belediye olacak!..
İşte, CHP'nin yerel yönetimler konusundaki çalışmalarla oluşturduğu taslak model:
Bütün Türkiye'nin belediyelenmesi ve bugüne kadar belediye hizmetlerinden yararlanmayan halk kitlelerinin de bu olanaktan yararlandırılması, adadetli ve eşit davranmayı ilke kabul eden bir sistemin zorunlu gereğidir. Bu anlamda bütün Türkiye'yi belediye yapacak hattın geliştirilmesi ve bu yönde yeni bir modelin oluşturulması gerekmektedir.
Bütün Türkiye'nin belediye yapılması konusunda komisyon çalışmalarında uzlaşma sağlanmıştır.
Bütün köylerin belediye olarak düşünüldüğü bu modelde kırsal belediyeler ile kent belediyeleri olacaktır. Bu belediyelerin etki alanları bugünkü mekansal alanlarıdır. Ayrıca İl Meclisi adı altında bir organ kurulacaktır. Bu organ belediyelerin yetki alanları dışındaki görevleri yapacak ve bugünkü İl Genel Meclisi'nin yerini alacaktır.
Başkanını kendi içinden seçecektir. Yerel kaynakların bir bölümü bu organ kullanacak, İl Nazım Planı'nı düzenleyecek ve il bazında gerekli hizmetlerin üretilmesinde yetkili olacaktır. Merkezi yönetimin yerel yönetimlere devredilen fonksiyonlarının yürütülmesinde valiye bağlı olarak çalışacaklardır.
Kaynak dağılımı, merkezi ve yerel olarak ikiye ayrılacak; yerel kaynak belediye ve il meclisi arasında dağıtılacaktır. Yerel yönetimlere, bu ayırımla, ağırlıklı olarak büyük bir kaynak aktarılmış olacak, tüm köylerin belediye yapılmasındaki mali güçlük ortadan kaldırılacaktır.
Ayrıca bu yeni yerleşmelerdeki vergisiz alanlar vergilendirilecektir. Belediye yapılan bölgelere kaynak aktarımı sağlayacak ve toprak planlanması da yapılacaktır.
Bunun sonucunda coğrafi olarak hiçbir alan belediyesiz kalmayacaktır. Bütün köyler belediye olacak, kırsal belediyenin kendi sınırları içindeki yetkilerini aşan görevleri İl Meclisi yapacaktır.
Her yerin belediye olması ile kaynakların kullanımı da adil bir biçimde belediyelere dağıtılacaktır. Böylece devletten hak ettikleri yeterli katkıyı almayan kırsal bölgede yaşayan yurttaşlar da toplanan kaynaklardan hakça pay alabilme olanağına kavuşacaklardır.
Yurttaşların her yerleşme biriminde çağdaş bir yaşam ve yerel yönetim hakkı vardır. Bu modelde bu hak tüm yurttaşlarımıza da ilk kez tanınmış olacaktır.
Her yerin belediye yapılması aynı zamanda ekonomik kalkınma ve etkinliğe de yol açar.
Bu modelde köyde muhtarlık kurumu kalkacak, muhtarın yerine artık kırsal belediye başkanı seçilecektir. Ayrıca Köy Kanunu da kaldırılacaktır. Kırsal belediye başkanı bir belediye başkanının doğal yetkileri ile donatılmaktan öte, ayrıca belli durumlarda il meclisinin toplantılarına katılma ve sorunlarını orada dile getirme hakkına da sahip olacaktır.
Kentte ise bazı mahalleler arasında birleştirmeler yapılarak, muhtarlar yerine semt belediyesi birim başkanları seçilecektir. Bunlar aynı zamanda ilçe belediye meclis üyesi olarak görev yapacaklardır. Emniyetin, Jandarmanın ya da Nüfus Müdürlüğü'nün yapması gereken ve bugün muhtarlarca yürütülen mahalle oturma kayıt fişlerini tutma gibi işlemler, ilgili kurumlara devredilecektir.
Bu model gerçekleştiğinde coğrafi olarak bütün belediyeler birbiriyle sınır olacaklardır.
*Sağlık ve eğitimin hangi yönetimin yetkisinde olması gerektiği, il sayısının 200’e çıkarılmasının sağlayacağı olanaklar, olumlu ve olumsuz yönleri ile halkın yerel yönetimlerin etkinliklerine ve yönetimine katılımının yöntemleri konularında da tartışmalar sürmektedir.
Yukarıda özetlenen model taslak niteliğindedir. Bu taslak belediye başkanlarımızın ve yerel yönetimlerle ilgili akademik çevrelerin katılımıyla da yönlendirilecek ve CHP'nin yeni Yerel Yönetim Modeli olarak Yerel Yönetim Kurultayı'na sunulacaktır.
***
Çalışmaları bu komisyon yürütüyor
CHP'nin yeni bir yerel yönetim modeli oluşturulmasıyla ilgili çalışmalar Yerel Yönetimler Komisiyonu tarafından yürütülüyor. Genel Başkan Deniz Baykal'ın önerisiyle kurulan komisyon şu kişilerden oluşuyor:
Genel Başkan Yardımcısı Onur Kumbaracıbaşı (Komisyon Başkanı), Murat Karayalçın (Samsun Milletvekili), Ali Dinçer (Ankara Milletvekili), Yusuf Öztop (Antalya Milletvekili), Ercan Karakaş (İstanbul Milletvekili), Ayhan Fırat (Malatya Milletvekili), Doç.Dr. Birgül Güler (TODAİE Öğretim Üyesi), Yiğit Gülöksüz (Toplu Konut İdaresi Eski Başkanı), Ahmet Nuri Öktem (Danışman) ile Nazif İflazoğlu (CHP Araştırma ve Proje Merkezi- Araştırmacı).
CHP'nin yerel yönetim modelinde katılımcılık ağır basıyor. Model oluşumunda da bu unsura öncelik veriliyor. Yeniden yapılanmaya ilişkin görüşler partinin her kademesindeki görevlilerin düşüncelerini içeriyor.
Taslak modele göre, Türkiye genelinde siyasal etkinlik belediyelere geçiyor. Böyle bir oluşum, taslakta belirtilmemekle birlikte, herhalde ciddi bir eğitim sürecini de kapsayacak. Geleneksel muhtarlık anlayışı kalkacak ve yerini kırsal belediye başkanları alacak.