Kırıkkale'de üst üste iki felaket atlatıldı

Mühimmat deposu patladı

Önce sel sürükledi sonra da patlamalar vurdu. Kırıkkaleliler bir ay içinde iki kez sarsıldılar. Kent bu yüzden iki kez boşaldı doldu. Halk yeni yeni toparlanıyor.

Kırıkkale zor günler yaşadı. Birbirini izleyen felaketlerden birinin izleri silinmeden diğeri geldi. Kırıkkale Belediyesi, henüz şiddetli yağmurların neden olduğu sellerin tahribatını gideremeden, daha büyük bir felaketle yüzyüze gelince çaresiz kaldı. Aslında kenti savaş alanına çeviren Mühimmat Fabrikası'ndaki patlamalar karşısında sadece Kırıkkale Belediyesi değil, Türkiye çaresiz kaldı!

Daha önce de benzer bir olayla sarsılan ve acı dolu günler yaşayan Kırıkkale, bu kez gerçek bir felaketin eşiğinden döndü. Büyük bir şans eseri, 4 ölü ve 50'ye yakın yaralı ile atlatılan patlama sonrası, tüm Türkiye'nin birleştiği yargı, "Kırıkkalemizi Tanrı korudu" oldu.

Yıllar sürer

Türkiye'nin dört bir köşesinde milyonlarca insan televizyon ekranları başına çivilenmiş gibi Kırıkkale'deki felaketi naklen izlediler. Herkesin belleğinde Körfez Savaşı'nın izleri canlanır gibi oldu. Kırıkkale sanki bombardıman altındaydı. Patlamalar, alevler ve koyu dumanlar.

Herkes dehşet içindeydi.

Gerçekten, patlama sırasında meydana gelen 7 şiddetinde bir depreme eş değerdeki sarsıntı, kenti savaş alanına çevirmişti. İki korkunç gün geçiren Kırıkkale halkı, böylesine büyük bir faciadan sağ kurtulmayı mutluluk sayacak durumdaydı. Halk, canını kurtarmanın buruk mutluluğunu yaşarken, geride kalan hasar tablosu içler acısıydı.

Facia 4 cana ve büyük maddi zarara neden olmuştu.

Kırıkkale Makina Kimya Endüstrisi'ne ait Mühimmat Fabrikası İmla Tesisleri'nin tamamen yok olmasına yol açan patlamanın neden olduğu parasal zarar 2 trilyon lirayı aşıyordu. Patlama sırasında kentteki evlerin büyük kısmının camlarının kırılması ve bir kısmının zarar görmesi de faturayı kabarttı.

Uzmanların olay sonrası yaptıkları "Bu fabrika ancak iki yıl sonra tekrar aynı haline getirilebilir" açıklaması tahribatın büyüklüğünü ortaya koyuyordu.

Bu kayıpların zaman içinde telafisi mümkündü; ama, giden canlar asla geri gelmeyecekti. Mühimmat Fabrikası'nda patlayıcı dolumunun yapıldığı İmla Tesisleri'ndeki el bombası bölümünde meydana gelen patlamada ilk anda iki kişi öldü ve bir çok kişi de yaralandı. Ancak, ertesi gün beklenmedik bir olay yaşandı. Patlama sırasında çevreye savrulan patlamamış bir bomba iki can daha aldı. Patlamamış bombayı bulan iki kardeş oynarken meydana gelen patlamada hayatlarını kaybettiler. Böylelikle Mühimmat Fabrikası olayının yol açtığı can kaybı 4'e yükseldi.

Bu patlamada ağır yaralananlar ise tedavi altına alındı.

Hazır değiliz

Kırıkkale'deki olay; devleti ayağa kaldırdı. Olay gerçekten üzücüydü. Ancak, yaşanan kazanın patlama kadar önemli bir boyutu da Türkiye'nin böyle bir olay karşısında hiçbir şey yapamayacak durumda olmasının anlaşılmasıydı. Ne yazık ki, bu tür facialara anında müdahale ederek, olası geniş tahribatları önleme birimleri ve ekipmanı ülkemizde bulunmuyordu.

Ardı arkası gelmeyen patlamaların önlenememesi, tehlikenin boyutunu artırdığı için yetkililer kenti boşaltmaktan başka çare bulamamışlardı.

Patlamalar yangınlara, yangınlar da yeni patlamalara neden oluyor, Türkiye halkı felaketi üzüntüyle izliyordu.

Sonunda, olaya müdahale edilmesini engelleyen araç gereç açığı, İsrail'in gönderdiği teknik ekiplerle giderildi.

Ortalık yatıştıktan sonra yapılan saptamalar ne büyük bir tehlike atlatıldığını gözler önüne seriyordu. Enkaz kaldırma çalışmalarının bir yıldan uzun süreceği açıklamaları da yaşanan felaketin büyüklüğünü kanıtlıyordu. Enkaz kaldırma çalışmaları da uluslararası işbirliğini gerektirecek boyuttaydı. Bu konuda Almanya ve Fransa yardımcı olacaklarını bildirdiler.

Enkaz kaldırma sırasında başka üzücü olaylar yaşanmaması için çok özel bir çalışma yapılması gerektiği belirtildi.

Olay doğal olarak çeşitli yorumları da beraberinde getirdi. Kaza olduğu açıklamalarının yanı sıra bunun bir sabotaj olduğu da öne sürüldü. Hatta, patlamayı üstlenenler de çıktı.

Ancak, nedeni ne olursa olsun, Kırıkkale'de yaşanan felaketin asıl önemli yanı, Türkiye'nin bu tür olaylar karşısındaki acizliğinin ortaya çıkmasıydı. Bir daha benzer durumların yaşanmaması için ilk önlem olarak, çeşitli ünitelerden oluşan silah fabrikasının bulunduğu yerden sökülerek kentin 15 kilometre dışına çıkartılacağı açıklandı.

Kent için çok önemli ekonomik değere sahip olan, ancak aynı büyüklükte potansiyel bir tehlike kaynağı da oluşturan fabrikanın nakledilme kararı Kırıkkaleliler için güvenli gelecek müjdesi sayıldı.

1986'daki olay

Kırıkkale'de 1986'da yine bir facia yaşanmış ve o olayda 7 kişi hayatını kaybetmişti. 5'i itfaiyeci 7 kişinin ölümüne neden olan patlamalar, Lübnanlı ajanların desteğiyle para karşılığı gerçekleştirilmişti. Başta kaza diye açıklanan patlamanın aylar sonra büyük bir sabotaj olduğu açığa çıkmıştı.

Kırıkkale'ye 1993 yılında PKK ve 1994 yılında da Dev-Sol adlı yasadışı örgütler iki eylem düzenlemiş, ancak, başarısızlıkla sonuçlanan bu girişimlerin faillerri yakalanmıştı.

Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri, konuyla ilgili açıklamalarında "Sansasyonel eylem peşinde koşan yasadışı örgütler için Kırıkkale MKE Mühimmat Fabrikası'nın her zaman önemli bir hedef sayıldığını belirttiler. İlgililer, bu verilerle bağlantılı olarak son patlamada da sabotaj olasılığının yüksekliğine dikkati çektiler.

Kırıkkaleliler ise bir kabus gibi geçen günlerin ardından şu değerlendirmeyi yaptılar:

Kırıkkale'yi Tanrı korudu. Ancak, olası patlamalara karşı ilgili kurumların da koruyucu önlem almalarının gereği bir kez daha ortaya çıktı. Bu olayın alınması gereken son ders olmasını diliyoruz.