Çevre
Kah sabotaj kah dikkatsizlik
Ormanlarımız yanıyor
Bunun bir çaresi olmalı. Ormanlarımız göz göre göre kül olmaktan kurtarılabilmeli. Acaba, yangın ihbarlarının zamanında yapılabilmesi için, her belediye kendi yöresinde başvuru telefonlarını sürekli ilan etse bir yararı olmaz mı?
Yaz ayları ile birlikte başlayan orman yangınları, sadece ormanlarımızı değil içimizi de yakıyor. Her gün yeni bir orman yangını haberi almak bu acıyı büyütüyor.
Antalya'dan İstanbul'a kadar uzanan geniş bölgede başlayan her yangın, yüreğimizde yeni yaralar açıyor. Bu acılara neden olan orman yangınlarının nedenleri arasında cahillik, ihmal ve çıkar gibi etkenler önde geliyor. Bir de buna son yıllarda yaygınlaşan bir başka etken eklendi; ideolojik.
Hangi ideolojide doğanın bilerek yokedilmesine yer verilebilir ki?
Orman yangınlarıyla sadece bir ülkeye değil aslında tüm insanlığa zarar veriliyor. Bu özelliğinden ötürü orman yakmak insanlık suçu sayılıyor. Doğal dengenin bozulmasının getirdiği olumsuzluklar tüm insanlığı etkiliyor.
İlk anda sadece yanan ormanın çevresinde yaşayanların zarar gördükleri sanılsa da faturayı tüm insanlık ödüyor.
İdeolojik diye tanımlanan insanlık suçunun işlendiği yangınlar bir anda birkaç yerde birden başlıyor. Bir anda ayılıyor ve zararı büyük oluyor.
Bu yolla, her yıl binlerce, onbinlerce hektar ormanımız kül oluyor. Ne yazırk ki, bu cinayetinin faillerini yakalamak her zaman mümkün olmuyor. Yakalananlar da verdikleri zararla kıyaslanmayacak bir cezayla urtulabiliyorlar. Yok ettikleri ormlanların yenide oluşabilmesi için ise ortalama 30 yıl geçmesi gerekiyor.
Ne yazık ki, geride bıraktığımız temmuz ayı da orman yangınlarıyla dolu geçti. Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki yangınlarla yine yüreğimiz yandı.
Antalya Kaş'ta 60 hektar, Alanya'da 150 hektar, Ulupınar'da 5 hektar, Kemer'e bağlı Göynük beldesinde 14 hektar, Gündoğmuş'ta 12 hektar, Kumluca Adrasan ve Tekirova'da 7 hektar ormanlık yanıp kül oldu. Fethiye ve Ula'da 4 evin de içinde bulunduğu orman yangını 4 ayrı bölgede aynı anda çıktı. Yangında yüzlerce dönüm orman alanı yandı, yüzlerce küçükbaş hayvan da telef oldu. Karslıoğlu ve Ovacık'ta 80 dönüm alan kül oldu. Ege ve Akdeniz'i saran orman yangınlarına İstanbul da eklendi. Sarıyer Bahçeköy'de bulunan Fatih Ormanları'nda çıkan bir yangın güçlükle söndürüldü. Ancak 10 bin metrekarelik alandaki çam ve maki yanarak kül oldu. Fatih Ormanları'nın benzin dökülerek yakılmış olabileceği öne sürüldü.
Temmuz ayının son haftasında Antalya'da 5 yerden birden ateşlenen çam ormanlarının küle dönmesi, işin tuzu biberi oldu. Orman içindeki köyler boşaltıldı. Bu yangında bir orman görevlisiyle, bir yurttaş da yaşamını yitirdi.
İşbirliği şart
Nedeni ne olursa olsun, orman yangınlarının faturasını insanlık ortaklaşa ödüyor. Bu nedenle insanlığın ortak varlığı olan ormanlarımızı korumanın yolu sıkı işbirliği ve dayanışmadan geçiyor. Bu konuda yerel yönetimlerin de var olan denetimlere ek olarak özellikle piknik alanlarının düzenlenmesi ve kullanımına ilişkin bilgi ve uyarı desteği vermelerinin yararlı olacağı umuluyor.
Bilindiği gibi orman yangınlarının tahribatının en aza indirilmesi, zamanında müdahale etmekle mümkün olabiliyor. Bunu sağlamak için yerel yönetimlerin yangın ihbarlarını hızlandırıcı önlemler almaları tavsiye ediliyor.
Bu arada kent çevrelerinde yangın ihbarı yapılabilecek telefon numaralarının duyurulmasının da son derece yararlı olacağı belirtiliyor.
***
Trakya ve İstanbul çevresindeki orman yangınları şu numaralara bildirilebilir.
İstanbul (0212) 262 02 25 - 262 29 89 - 262 01 27 - 262 09 02 - 262 15 89 - 262 77 11'den 2112 - 262 00 34 - 262 36 23
Bahçeköy (0212) 262 23 35
Alemdağ / Beykoz (0216) 413 40 17
Çatalca (0212) 789 10 05
Tekirdağ (0282) 262 54 00
Vize (0288) 318 10 84
Kırklareli (0288) 214 14 32
Demirköy (0288) 681 50 18