• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Yayınlarımız

YY Yerel Yönetimler Yasa tasarısı

ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler, Yerel Yönetimler Yasa Tasarısı'nı anlattı

Türkiye yeniden yapılanıyor

* İl meclisleri kurulacak.

* Yerel imar faaliyetlerinde bakanlıklar ihale açamayacak; il meclisi yetkili olacak.

* İller Bankası yerel yönetimlere verilecek.

* Gecekondu yapılan yerlerin belediye başkanları, yaşamboyu kamu hizmetlerinden mahrum bırakılacak.

* Parayı ver ruhsatı al dönemi bitecek.

Uyarı

"Belediye başkanları gelir azlığını bahane ederek şehirlerden fedakarlık yapıyorlar. Şehirleri adeta açık artırma usulüyle satıyorlar. Belediyeye para ver, istediğin ruhsatı al mantığı büyükşehir belediyelerine yerleşmiştir.  Derginiz aracılığıyla bütün belediye başkanlarını uyarıyorum.

Ayhan ERHAN

Meclis açılır açılmaz, Türkiye için çok önemli bir dizi yasa tasarısı gündeme gelecek. Bunların başında yerel yönetimler reformu tasarısı geliyor.

Yerel yönetimler reform tasarısı, kelimenin tam karşılığı olarak yeniden yapılanmayı amaçlıyor. Bununla ilgili ön bilgiler gazete ve televizyon haberlerinde yer aldı. Ama, yeniden yapılanmayla varılmak istenen hedefler tam ortaya çıkmadı. Bu söyleşimizde içeriğin özünü ortaya koymaya çalışacağız.

İktidarın büyük ortayı Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler, Türkiye için yeni bir dönem başlatacak köklü değişimleri içeren tasarıyı Yerel Yönetim'e anlattı.

yy- Yerel yönetimler reformunun ana çizgileri nelerdir? Varılmak istenen hedefler neler?

MK- Bu reformun ana hatlarını şöyle özetleyebiliriz. Bir kere merkezi yönetimle yerel yönetimleri arasındaki görev bölümü yeniden yapılacak. Çok önemli görevler, bugün merkezi hükümetler tarafından ifa edilen görevler, yerel yönetime devredilecek. birinci planda her türlü inşaat faaliyetleri, okul inşaatları, sağlık ocağı inşaatları, sağlık ve milli eğitim bakanlıklarının inşaatla ilgili her türlü faaliyetleri, il özel idarelerine devredilecektir. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün bütün görevleri il özel idarelerine devredilecek. Bu genel müdürlük olduğu gibi kaldırılmaktadır. Karayolları, il özel idareye devredilecek. Bütün tarımsal sulama faaliyetleri, kanallar, özel idarelere devredilecek. Onun dışında çok önemli kültürel, turistlik faaliyetler ve yetkiler, il özel idarelerine bırakılmaktadır.

yy- Yapısal değişiklik de olacak mı?

MK- Evet. İl özel idarelerinin yapısı değişmekte ve bugünkünden çok farklı bir yapı getirilmektedir. İl ve ilçe meclisleri kurulmaktadır. İl genel meclislerinin üye sayıları azaltılmaktadır. Daha çok nüfusa göre il genel meclisi üyesi belirleyeceğiz. 20 bin nüfusa değil de 40 bin nüfusa bir üye gibi. Türkiye'nin artan nüfusu bugünkü ölçüye göre il genel meclislerinin üye sayısını da artırıyor. Bu sınırlandırılacak. İl genel meclisi, il meclisi oluyor. İl meclislerinde, ilçe ve büyükşehir belediye başkanları tabii üye olacak. Hem oy hem konuşma hakkına sahip olacaklar.

Yerel meclisler

yy- Bu durumda il genel meclisleri ve belediye meclisleri kalkacak mı?

MK- Belediye meclisleri olacak. İl meclislerinin yapısında illere illerdeki bütün yatırımlara hakim bir yapı oluşturulacak. Belediye başkanları da il idaresinden sorumlu hale getirilecek. Söz hakkı, konuşma, oy hakkı var. İlin idaresine tesir edebilme imkanına sahip olacaklar. Böylelikle yerel yönetimin bir bölümünün başkanı olan belediye başkanı, aynı zamanda diğer bir yerel yönetim olan il özel idaresinin parçası haline gelecek. Onun çalışmalarına da katılabilecek.

yy- Yani merkezi yönetimin uzantısı sayılan yapı kalkacak, yerini yerel meclis alacak?!

MK- Evet, yerelleşiyor. Bugünkü il genel meclisi yönetimine valiler, çok daha fazla hakim. Belediye başkanlarının içinde olduğu bir mecliste vali bu kadarhakim olmaz. Yerelleşme artacak. Temsil özelliği artacak. Sadece kırsal kesimden değil, bütün şehir halkının temsilcileri orada tabi üye haline getiriliyor. Ayrı bir seçime gerek duyulmuyor."

yy- Bu mecliste meslek grupları temsil edilecek mi?

MK- İl meclislerindeki üyeler seçme seçilme hakkına sahip insanlardır. Doğrudan seçilenler ve temsilciler olacak. Doğrudan seçilen il meclis üyeleri nüfus kriterine göre seçilecekler. İl meclisinin öteki üyelerini ise il ve ilçe belediye başkanları oluşturuyor. Örneğin İstanbul'da 33 belediye başkanı il meclisinin tabi üyesi olacak. Nüfusa göre, milletvekili sayısı gibi il meclisi üyesi kazandırılacak. Ayrıca ilçe meclisleri kuruyoruz. Bu meclislere de kaymakam başkanlık edecek. İlçe belediye meclislerinde kasaba belediye başkanları tabi üye, nüfusu 500'ü aşan köylerin muhtarları tabii üye, ayrıca bu ilçeden seçilmiş il meclisi üyeleri de o ilçe meclisinin üyeleri olacak. Böylece o ilçe meclisleri bir nevi hazırlayıcı uygulamada kontrol edici bir vazife ifa edecekler.

Parasal güç artıyor

yy- Kaynak sorunu nasıl çözülecek?

MK- Evet; bu görevler verildikten sonra önemli olan gelir verilmesidir. Diyoruz ki, bütçe gelirlerinin yüzde 20'si il özel idarelerine vilayetlerin nüfusuna göre verilir. Bugün belediyelere verdiğimiz payın yüzde 8.55 olduğu düşünülürse, onun da 1.5'u onlara gittiğine göre, yüzde 6.5 verilen bir pay söz konusuyken, yüzde 20'lik bir payı il özel idarelerine vermek çok önemli bir paydır. Bu belediyelerin dışında.. Belediyelerinkini ayrıca çözeceğiz. Yüzde 20 pay verilecek bu payı vermekle kalmayacağız.

Planlama yetkisini, desantralize ediyoruz ki, bu çok önemlidir, ilk defa yapılıyor. Bu yüzde 20'nin nasıl harcanacağına Ankara'yı karıştırmıyoruz. Bunu il meclisi, ilçelerden aldığı teklifleri müzakere edip kullanacak. Yol lazımsa yol yapacak. Yüzde 20'lik payla yapılabilecek işleri kararlaştırıp yapacak. Barajlardan oto yollardan hükümet sorumludur. Spor, eğitim, sağlık alanlarından onlar sorumlu olacak. Artık Ankara'dan bayındırlık iskan bakanlığı artık ihale yapmayacak. Hepsi vilayette yapılacak. İl meclisi karar verecek "Bayrampaşa'da okula ihtiyacım var" diyecek ve yapacak. Bilgisi Ankara'ya gelecek. İl özel idarelerindeki global değişikliklerle ilgili tekliflerimiz bunlar.

yy- Belediyelerin durumu?

MK- Belediyelerle ilgili tekliflerimiz ise şöyle:

İl ve ilçe belediyeleri arasında görev ayrımı yapılacak. Bugünkü yapı, ilçe belediyeleriyle anakent belediyelerini karşı karşıya getiren bir yapıdır.

İhtilaf mevzu olan, işbirliği yerine karşı karşıya getiren bir yapı vardır. 1984 yılında çıkarttığımız bu kanunda zaman içinde iyileştirmeler yapılmamıştır. Biz bu kanunu çıkardığımızda üç büyük şehir vardı. Şimdi 15 tane oldu. Üç büyükşehirin bütün belediye başkanları da aynı partidendi.

1989 yılında da arada başka partili olmadı. Büyükşehir hangi belediyedense ilçeler de aynı belediyeden oldu. Büyükşehir SHP'li ise ilçeler de SHP'liydi. İstanbul Adalar'da rahmetli Recep Koç istisnaydı. 8 büyükşehirde istisna Adalar Belediye Başkanı Recep Koç vardı.

1994 seçimlerinden sonra farklılaşma meydana geldi ve bu da kanunun eksik taraflarını ortaya çıkardı. Büyükşehir belediye başkanları ayrı partiden, ilçe belediye başkanları 4 ayrı partiden oldu. İstanbul'da hem ANAPlı hem RP'li, hem DSP'li, hem de CHP'li belediyeler var. Ve kanunun zaafları ortaya çıktı.

1994'den bu yana yasama organlarının bunu değiştirmesi gerekiyordu. Gün geçmiyor ki, bir televizyon kanalında ilçe ve anakent belediye başkanları birbirini itham etmesin. Tartışıyorlar, birbirlerini itham ediyorlar. Aynı kamu kuruluşları bunlar. Önemli olan ilçede beldede, ilde yaşayan insanlardır. Şehrin sakinlerine iyi hizmet götürmek önemlidir. Vatandaşın kafası karışıyor. Kimin haklı, kimin haksız olduğunu bilecek durumda değil. Farklı partili olan belediyeler birbirlerine destek değil köstek oluyorlar.

Yetkiler paylaşılacak

yy- Arada olan vatandaşa oluyor!

MK- Tabii.. Bizim Türkiye olarak il ve ilçe belediye başkanları arasındaki görev bölümünü yapıp ihtilafları ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bunu yapacağız. Bizim teklifimiz şuydu. Büyükşehir belediyesi büyük işlerle uğraşacak. Şehrin alt yapısına ilişkin, içme suyu, kanalizasyon, raylı sistemler, toplu taşımacılık, gibi önemli hizmetleri, bir bölü beş planlarının, büyük imar hareketlerinin yapılması gibi. Büyükşehir belediyesinde zabıtayla iktisadi faaliyetleri ilgili bir tek birim olmayacaktı. Bu birimler vatandaşa yakın olan ilçe belediyelerinde olacak.

yy- Bu yapılanmada meclis konumunda bir değişiklik olacak mı?

MK- Olacak. Büyükşehir belediyelerinin encümenine de seçilmiş insanlar gelecek. Şu anda memurların yaptığı işi seçilmiş insanlar yapacak yani.

Belediye meclislerine; o belediyedeki mahallelerin sayısının dörte biri oranında muhtarlar da üye olacak. 40 mahalleli bir belediyenin meclisinde 10 üye muhtar olacak. En yüksek nüfusu olan mahalleden başlamak üzere seçilecek. Ayrıca şehirde belediye hudutları içinde kanunen kurulmuş kamu kurumu niteliğindeki meslek teşekküllerinin oda ve borsalarının başkanları da belediye meclisinin üyesi olacak. Ama bunların oy hakları olmayacak. Anayasamızda güzel bir madde var; biz onu korumak istiyoruz. Diyor ki, yerel yönetimlerin karar organları seçimle iş başına gelir. Doğrudur. Biz bundan taviz vermek istemiyoruz. Mimarlar odası, ticaret odası başkanı mecliste şehirlerle ilgili bir konuda konuşsun söz hakkı olsun. Meclise katılsın. Fakat oy hakkı yok, çünkü seçimle gelmiş değil. Böyle yapısal bir değişiklik meydana getiriyoruz.

yy- Belediyelerin kaynak sorunu da çözülecek dediniz?!

MK- Evet. Belediyelerin gelirlerinin kifayetsiz olduğunun şuuru içindeyiz, gelirlerini arttırıyoruz. Yüzde 15'e kadar arttırmaya bakanlar kurulu yetkilidir diyoruz. Yüzde 15'e kadar çıkarıyoruz. Bütçe imkanlarına göre arttırıyoruz. Zaman içinde beş yıllık bir periyodda yüzde 15'e kadar çıkartıyoruz. Belediyelere yeni fonksiyonlar veriliyor. Şehirdeki trafik fonksiyonlarının planlaması da belediyelere veriliyor. Bazı konularda mesuliyetler ağırlaştırılıyor. Hem büyükşehir, hem de ilçe belediye başkanları, hem de belediye çalışanlarının mesuliyetleri ağırlaştırılıyor.

Gecekondu önlenecek

yy- Hangi konuda sorumluluk artıyor?

MK- Başta gecekondu açısından. Gecekondu yapılan yerdeki belediye başkanı, fen işleri müdürü de, zabıta müdürü de, ebediyen devlet memuru olamayacak. Kamu hizmetinden men edilecek. Hakimin taktir hakkı filan da yok. Doğrudan içeriye girecek. Hakimin taktirini kaldırıyoruz.

yy- Yayın ilişkilerimizde görüyoruz; şu anda CHP, DSP reformdan yana.. DYP için şu aşamada bir şey söylemeyelim. RP kendi durumundan kaynaklanan bir durgunluk içinde, ama, o da yetkilerin artırılmasını istiyor. Acaba bu dediğimiz hususlarda bir beraberlik sağlanabilir mi?

MK- Sağlanabilir. Buna Türkiye'nin ihtiyacı var. Bu seçim usulüyle de ilgili. Biz bu konuda uyumu sağlarız. Belediye başkanlarının iki turla seçimle göreve gelmesi konusunda uyum içindeyiz. Kanun tasarısı çıkar da seçimle ilgili madde olmazsa, vaz mı geçildi diye düşünürler. Seçim usulü reformun bir parçasıdır.

yy- Reform kapsamında yapılacak başka temel değişiklik var mı?

MK- Belediyelerle ilgili yapmaya düşündüğümüz değişiklikler bunlardan ibaret değil. Bu tasarının başında bir Yerel Yönetim Temel Kanunu bulunacak. Buna ilaveten sonra da Belediye Kanunu'nda İl Özel İdaresi Kanunu'nda, Büyükşehir Belediye Kanunu'nda değişiklik yapan tasarılar gelecek. Bunlardan birisi de İller Bankası'nı mahalli idareler bankası haline getiren ve mahalli idareler hazinesi gibi çalışmasını sağlayacak tasarıdır."

Hazine dairesi

yy- Nasıl çalışacak?

MK- Biz İller Bankasını, mahalli idareler hazine dairesi gibi teşkilatlandırarak, yurt dışından kredi bulup kefil olabilecek bütün para işlemleriyle görevlendirecek, devletin merkez bankasının hazine dairesinin yaptığını yerel yönetimler için yapacak bir işleve kavuşturacağız. Dediğim gibi, mahalli idarelerin hazine dairesi olacak. Ayrıca belediye meclisi, il meclisi üyelerinin sosyal statülerini düzenleyen, iyileştiren ayrı bir yasamız var. Silah vesikalarıyla ilgili, araçlarıyla ilgili değişiklikleri düzenleyen yasamız var. Bütün bunları bir paket olarak sunacağız.

yy- Yalnız dikkati çeken iki eksik var. Bunlara yanıt bulamadım. Birincisi bu tasarıda yeni kaynak yok. İkincisi de yerel yöneticilerin eğitimiyle ilgili bir konudan söz etmediniz. Belediye başkanı daha önceden bu işi yapmış değilse, iki yılı öğrenmekle geçiyor. Belediye personeli eğitimden geçerek bu işe başlamıyor. Belediye hizmetlerinde görev yapan insanların zabıta okulu, yerel yönetim enstitisü gibi yerlerden eğitimden geçerek gelmesi gerekmiyor mu? Bunlarla ilgili yasal düzenlemeler yok mu?

MK- Var. Yerel yönetim personelini, devlet memurundan ayıracağız. Yerel yönetim personel kanunu getirilecek. Böylece personelin statüsü nitelikleri, görevlerinin özellikleri, ehliyetlerinin ve liyakatlarinin belirlenmesi bu kanunda açık ve sarih hükümlerle belirtilecek. Belediye personeli, yerel yönetim personeli, devlet memurluğundan ayrı olacak. Yerel yöneticilere çok fazla politizasyon imkanı vermeyen, ama, demokrasinin işlemesine mani olmayan fleksibil bir rejimle, gelen başkanla birlikte müdürler değişir; işi yapan alt yapı yerinde kalır. Onda fazla oynamaya imkan vermeyen bir yasa hazırlıyoruz. Yerel yönetim yasası bunun bir parçası.

Kaynaklar artırılacak

yy- Bugün görüyoruz; temizlik işleri müdürü temizlikten, fen işleri müdürü inşaattan anlamıyor. Çünkü politik nedenlere göreve getiriliyorlar. Yine politik tercihlerle getirilseler bile, bir standartları olmalı. Çünkü, bir işi yaparak öğrenmek pahalı bir eğitim oluyor.

MK- Doğru. Böyle bir israfı önlemek istiyoruz. Sizin bir sorunuz daha vardı, o da kaynak konusu. Temel yasa bakanlar kurulundan geçmediği için bir şey diyemiyorum. Belediye meclislerine büyük şehirlere yerel bazı vergiler alma yetkisi getiriliyor tasarıda. Bunun Anayasaya uygun düşmediğini düşünüyoruz. Anayasayı değiştirmeyi göze alacak bir tasarı hazırlamadık. Gerçekci olmazdı. Anayasa değiştirecek konsesü sağlayacak bir zemini bulamazdık bugünkü siyasal ortamda. Bunun için de anayasayı defacto aldık. Ama bürokratların hazırladığı yasa teklifinde gözüme çarptı. Yerel vergileri koymayı prensip olarak kabul etmişler ama biz bu safhada yapamayız. Şunu yapabiliriz. Mevcut vergilerden bir kısmını yerel yönetimlere devredilmesini sağlayabiliriz. Daha farklı uygulamalar yapılabilir. Şu anda köprü gelirlerinden büyükşehir belediyesine yüzde 10 pay bırakılıyor. Burada alınan taşıt verigilerinden pay bırakılabilir. Otopark vergisi ihdas edilebilir belediyelere bırakılabilir.

yy -Vatandaşın hizmet aldığı alanlarda bedel ödemesi anlamına geliyor bu dedikleriniz. Yol, çevre kullanımı gibi. Peki nüfus değişimindeki farklılıkların değerlendirilmesi bu tasarıda var mı? Örneğin Eminönü.. 24 saat içinde 40 kat büyüyüp küçülen bir nüfusu var. Dünyada böyle bir kent herhalde yoktur!

MK- Pay dağıtımında bazı özel konumdaki yerlerde haksızlık doğuyor, ama, biz yine de nüfus kriterinin en sağlam kriter olduğunu düşünüyoruz. Eğer taktire dönük bir yetki verilirse bunun haksız uygulamalara yol açabileceğini düşünüyoruz. Fiilen yürütülen ve benim durdurmakta çok zorluk çektiğim bir uygulamadan bahsedeyim. Van Gölü'nün yükselmesi nedeniyle bakanlar kurulu bir karar vermiş. Etrafındaki belediyelere zarar vermektedir. Belediyeler hasar görmektedir yolları alt yapılar bozulmaktadır. Biz bu belediyeleri afetbelediyesi sayıyoruz. İki kat İller Bankası hissesi ödenmesini sağlayacak bir kararname çıkarılmış. DYP-SHP hükümeti döneminde. İyi niyetle çıkartılan bu kararname ile öyle şeyler yapılmış ki, dilinizi yutarsınız. Van Gölü'nün etrafındakiler dışında 80 kilometre ötedeki belediyeler bile bundan istifade ettirmişler. Van Gölü'nün hemen yakınındaki belediyeye istifade ettirilmemiş ANAP'lı diye. Yanlış uygulamalar emsal olmazlar. Ama ben 1977 yılından bu yana siyasetin içindeyim. Belediye başkanlığı, bakanlık yaptım. Üç dönemdir de milletvekiliyim. İdari bilimlerde de tahsilimin parçası olarak mastır yaptım. Taktir yetkisine bırakırsanız suistimal oluyor, bırakmazsanız eliniz kolunuz bağlanıyor.

Çok zor oluyor, bir eğitim meselesini halletmemiz lazım. Taktir yetkisi verilmeli suistimal edilmemeli. Eminönü Belediyesi gibi belediyelerin durumu çok zor. Böyle bir belediye olmaz. Ama fiili olarak var. Gece 80 bin, gündüz 3 milyon nüfus. Bunlara cevap verecek fleksibil maddelerimiz var. Bütçe kanunlarında 3 bakanın biraraya gelerek bu belediyeler için ayrı katsayılar belirlemesi mümkün. Kalkınmakta öncelikli yöreler, afet belediyeleri, turistik belediyeler için gece nüfusu ile gündüz nüfusu farklı olan belediyeler için farklı bir kriter belirleme yetkileri var. Normal bütçe kanununa dayanarak bakanlar kurulu ile bu halledilebilir. Benzersiz bir örnek diye söylüyorum; Eminönü Belediyesi rahatlatılmalıdır. Merkez ilçe olmasına rağmen, yerleşik nüfusuna göre para verildiği için etrafındaki kasaba belediyelerinden daha az para alıyor Eminönü Belediyesi.

Kenti satana hesabı sorulur

yy- Peki, nüfus kriterine işyeri nüfusu da dahil edilemez mi? Çünkü, her türlü belediye hizmetinden işyeri nüfusu da pay alıyor.

MK- Bu sorun üç bakanın tespit edeceği kriterle çözülebilir. İller Bankası'ndan belediyenin alacağı hissenin 3 katı değil, icabında 13 katı da olabilir. Turistik belediyelerde uygulama şu anda farklı. 1991 yılında getirdik. Ben o yıllarda Belediyelerden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yaptım. Bir madde koyduk o tarihten bu yana da bütçe kanunlarında yer alıyor o madde.

yy- Bu yasaların hazine arazisi konumundaki yerleri iskana açıp onu paylaşma anlayışındaki belediyelere ne etkisi olacak? Belediyeye gelir sağlamak için arazi satışına yönelinmesi kentleşmeyi arazi yağmasına dönüştürmüyor mu? Bazı turistik yerlerde orman alanı bile kalmadı, hepsi iskana açıldı. Buna bir çare var mı?

MK- Mevcut kanunda da var ama kullanılırsa. İmar yetkisini belediyelere devreden iktidar biziz. Yerel yönetim reformlarının en önemlilerinden biridir bu. 20 yıllık siyasi hayatımda şunu gördüm. Hangi yetkiler suistimal edildiyse onlar geri alındı. Kullanmadılar geri alındı. Biz belediyelere devrettiğimizde bunu çok iyi kullanın dedik. Bakanlık koridorlarından bu yetkiyi alıp, sizlere vermek her babayiğidin harcı değil. Ama bunu iyi kullanmazsanız bu yetkiler Ankara bürokratları tarafından alınır dedik. Bu yetkilerin Ankara'ya geri döneceği endişesini taşımıyorum ama, kısıtlanacağı endişesindeyim. Çünkü belediye başkanları gelir azlığını bahane ederek şehirlerden fedakarlık yapıyorlar. Şehirleri adeta açık artırma usulüyle satıyorlar. Belediyeye para ver, istediğin ruhsatı al mantığı büyükşehir belediyelerine yerleşmiştir. Derginiz aracılığıyla bütün belediye başkanlarını uyarıyorum.

yy- Bu yapısal değişiklik içinde imar yetkilerinin daha çok yerelleştiği bir tablo çıktı ortaya?!

MK- Evet, ama, bu tablo içinde mahalli sayıştaylar da var. Merkezi hükümet kontrol görevini yapacak. Belediyeler 'Vakıf kurdum, vakfa şu parayı ver, ruhsatı al' diyemiyecek. Bunu yapacak belediye başkanının eline kanun kelepçe vuracak. Bunu yapıncaya, o kişiyi cezaevine koyuncaya kadar uğraşacak bir düzen geliyor. Belediye başkanları dikkatli olmalı. İmar yetkisini suistimal ederek şöyle başarılı belediye başkanıyım diye dolaşan belediye başkanı kalmayacak Türkiye'de.

Yani hizmetle yükümlü olduğu kitleye daha fazlasını vermeden, o kitlenin hak sahibi olduğu kamu emlakını satarak belediye başkanlığı yapanlar, gelecek dönemde kaybedecekler.

Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Dilber Abla
İHV Gönüllüsü