Hukuk
Yaşam kavgası suça sürüklese de
Onlar bizim çocuklarımız
Suçlu çocuklar için sadece 4 kentimizde 5 mahkeme var. Birçok yerdeyse büyüklerle birlikte yargılanıyorlar, onlarla aynı cezaevlerini paylaşıyorlar!
Türkiye; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi'ne imza atan ülkelerden birisi olmasına rağmen ne yazık ki, çocuklara karşı sorumluluklarını yerine getirmekte henüz gerekeni yapar duruma gelmiş değil.
Binlerce çocuk, küçük yaşlarda iş yaşamının acımasız ortamına itilirken, birçoğu da sokaklarda sahipsiz, yaşam mücadelesi veriyor. Bu alanda sosyal kurumlarımızın yetersizliği, çeşitli etkenlerle korumasız kalan çocuklarımızın geleceğini karartıyor. Çoğu, yönlendirmesiz kalmanın doğal sonucu olarak suça itiliyorlar.
Sorunlar orada de çocuklarımızın peşini bırakmıyor. Suç ortamına sürüklenenlerin topluma kazandırılmalarına dönük fazla bir şey yapılamıyor. Günlük yaşamın içindeki zorluklarla sürüklendikleri suç ortamı, yaşamlarını biçimlendiriyor. Tutukevlerinde eğitilme şansları çok az.
Çocuklara özgü yargılamanın olası iyileştirici katkısından pek azı yararlanabiliyor. Ne yazık ki, okul çağında olmalarına karşın suç ortamına sürüklenen 18 yaşını doldurmamış çocuklar, çocuk mahkemelerinde değil, hala devlet güvenlik mahkemelerinde yargılanıyor. Çocuk mahkemelerinin ülke genelinde yaygınlaştırılmasında birçok sorun yaşanıyor. Çünkü hakim ve cumhuriyet savcısı kadrolarında önemli eksiklikler gözleniyor. Bu nedenle bugün yalnızca İstanbul, Ankara, İzmir, Trabzon olmak üzere dört ilde ancak beş çocuk mahkemesi bulunuyor.
Elbette çocuklarımızın yargılanma koşullarının iyileştirilmesiyle asıl muhtaç oldukları şefkat eksiği giderilemiyor. 6 Ekim Dünya Çocuklar Günü'nde İstanbul'da bir grup kadın Bakırköy Çocuk ve Kadın Tutukevi'nin ziyaret ederek bu eksiğin giderilmesi yolunda önemli bir adım attılar.
ANAP İstanbul İl Kadın Kolları mensuplarının gerçekleştirdikleri ziyaretle 350 tutuklu çocuğun bulunduğu tutukevi, duygusal sahnelerin yaşandığı bir mekana dönüştü.
Çoğunluğunu ailelerinin aramadığı, ziyaret etmediği bu çocuklara hem sevgilerini hem yatak çarşafı, iç çamaşırı gibi armağanlar getiren ANAP'lı kadınlar, kendi katkılarıyla oluşturulan kütüphaneye de yeni kitaplar verdiler.
Tutukevi yöneticileri, bu ziyaretlerin çocukların psikolojik ezikliklerinin giderilmesinde son derece yararlı olduğunu belirtiyorlar.
İl Kadın Kolları Başkanı Sevgi Turanlı, eski ve yeni tutuklu çocukların kısa bir süre öncesine kadar hep birarada olduklarını tutukevi yönetimiyle yapılan görüşmeler sonunda şimdi suç ayrımına göre yerleştirildiklerini söylüyor. Şimdi hedeflerinin çocuklar için ambulans ve şoför temin etmek, kreş kurabilmek olduğunu belirten Sevgi Turanlı, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"2253 Sayılı Kanun da Çocuk Mahkemeleri Kuruluşu Görev ve Yargılama Usulleri Hakkındaki konuyu kapsar. Kanunun 2'nci maddesinde hakimlerin seçiminde 'suçlu veya korunmaya muhtaç çocuklar konusunda uzman olması' tercih nedeni olarak kabul edilmiştir. Yaş sınırı 15'ten 18'e çıkarılmıştır. Eğer amaç çocuğu yeniden eğiterek topluma kazandırmak ise, bunun için çocuğun gözetim sırasında yeniden eğitimine katkıda bulunacak bazı koşullara uymaya mecbur edilmesi yeterlidir görüşündeyiz. Bu tasarının bir an önce yürürlüğe girmesi ve 2253 sayılı yasada yer alan koruma tedbirlerinin hayata geçirilebilmesi için öngörülen kurumların bir an önce açılabilmesi için sivil toplum örgütleri, belediyelerin ve devletin bu tür konularda birlikte çalışmalarını sağlayacak yasal düzenleme yapılmasını istiyoruz. Çocuklarımızı yerleştirebileceğimiz koruma evlerinin bir an önce yaşama geçirilebilmesi için ziyaretlerimizi sürdüreceğiz."