• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Yayınlarımız

YY Gürültü kirliliği

Kent-sağlık

DOĞRUDAN DOĞRUYA BELEDİYELERİN SORUMLU OLDUKLARI BİR SORUN

Gürültü kirliliği

Gürültünün sağlık açısından zararlı bir etken olduğu gerçeği, ne yazık ki, ülkemizde yeni yeni kabul görüyor. Gürültüyle mücadeleyi biz sadece gece belli saatten sonra sessizliği sağlamak sayıyoruz.

Oysa gürültü, insan sağlığını temelden etkiliyor; stres, yorgunluk, uyku ve konstantrasyon bozukluğu gibi rahatsızlıklara yol açıyor, 85 desibelden daha şiddetli sesler, işitme kayıplarına neden oluyor.

Belediyelerin, gürültü kirliliğini önlemek amacıyla; toplu taşımacılığı yaygınlaştırmaları, sanayi tesislerini şehir dışına taşımaları, seyyar satıcılığı engellemeleri ve eğlence yerlerini sıkı bir şekilde denetlemeleri gerekiyor.

Gürültü; günümüzde insan sağlığını tehdit eden çevresel etkenlerin en önemlilerinden birisi olarak kabul ediliyor. Ulaşım araçları, sanayi makinaları ve insanların çıkardığı sesler gürültü kirliliğini oluşturuyor. Küçük yerleşim birimlerinde bir problem olarak görülmeyen gürültü kirliliği; büyük şehirlerde, özellikle de metropollerde insan sağlığı açısından ciddi bir tehdit unsuru oluyor.

İstemediği kulak tırmalayıcı sesleri sürekli dinlemek zorunda kalan kent sakinleri, bu seslerden farkında olmadan etkileniyorlar. Uzmanlar, gürültünün sinir sistemi üzerinde sinsi bir etkiyle tahribata yol açtığının saptandığını belirtiyorlar. Bu verilerin ışığında gürültü, sadece istenmeyen bir etken değil, bir hastalık nedeni olma özelliği taşıyor. İnsanlar kadar hayvanlar üzerinde de olumsuz etkileri olan gürültünün ileri boyuta varması sağırlığa da neden oluyor.

Trafikten kaynaklanan gürültü; korna-klakson sesleri, ambulans, polis ve itfaiye araçlarının sirenleri, susturucusuz egzosların çıkardığı sesler ve motor gürültülerinden oluşuyor. Trafik sıkışıklığı yaşanan yerlerde, korna, klakson ve sirene ihtiyaç duyulduğu için daha fazla gürültü ortaya çıkıyor.

Endüstriden kaynaklanan gürültü ise, çeşitli iş makinalarının çıkardığı seslerden oluşuyor. Kent içinde kalan sanayi tesisleri ve fabrikaların çıkardığı gürültüler çevre sakinlerini etkilerken, kent dışındaki sanayi tesislerinin gürültüsü; sadece o iş kolunda çalışan insanları etkiliyor.

Direk insanlardan kaynaklanan gürültü ise daha çok ülkemize özgü bir sorun. Bağırarak satış yapan sokak satıcıları, insanların yollarda birbirlerine yüksek sesle seslenmeleri gibi etkenlerle ortaya çıkan gürültüler de sağlığımızı olumsuz yönde etkiliyor.

Gürültüyle mücadele

Dünyada gürültüyle mücadelenin tarihi çok eskilere dayanıyor. 1600'lü yıllarda; İngiltere Kraliçesi 1. Elizabeth'in, akşam saat 22.00'den sonra karı-koca kavgasını yasakladığı kaydediliyor. Ancak evli çiftlerin, fıkralara konu olacak bu yasağı dikkate alıp almadıkları bilinmiyor.

Ülkemizde de geçmişte ilginç uygulamalara rastlıyoruz. 1950'li yıllarda, hem vali hem belediye başkanı olan Fahrettin Kerim Gökay; kent genelinde araçların klakson çalmasını yasaklamış. Gürültüyü engelleme amacı taşıyan bu yasak pek amacına ulaşmamış. O devirde sürücüler, özellikle de dolmuş şoförleri ellerini camdan sarkıtıp arabalarının kaportasına vurarak korna sorununu çözmüşler. Böylece gürültü şekil değiştirdiğinden yasak amacına ulaşmamış.

Son dönemde tüpgaz kamyonlarına getirilen klakson yasağı da ne yazık ki amacına ulaşamadı. Çünkü yeni uygulama gereği, geldiğini haber vermek için müzik eşliğinde firmanın adının anons edildiği tüpgaz kamyonları gürültü kirliliği yapmaya devam ediyorlar.

Gürültü Yönetmeliği

Gürültüyü engellemek ve gereksiz gürültü yapanları cezalandırmak amacıyla devlet Bakanlığı tarafından çıkarılan Gürültü Yönetmeliği'ne göre; susturucusuz araçların trafiğe çıkması yasak. Yönetmelik; "Kimse huzur ve sükunu bozacak gürültü yapma hakkına sahip değildir" hükmünü koyarak, insanların gürültü yaparak birbirini rahatsız etmesini yasalara aykırı bir davranış olarak gösteriyor. Bu hükme aykırı davrananlara da Türk Ceza Kanunu'nun 546. Maddesi'ne göre para ve kapatma cezaları verileceği belirtiliyor

Yapılan araştırmalara göre; insanın fısıltıyla konuşması 20 desibel, konuşması 60 desibel, bağırması 80 desibellik gürültü oluşturuyor. Sokak gürültüsü 40 ila 85 desibel arasında değişiyor. Endüstriden kaynaklanan gürültü ise 180 desibele kadar çıkabiliyor.

Gürültü Kontrol Yönetmeliği'ne göre; saat 06.00-18.00 arası 45-55 desibel, 18.00-22.00 arası 35-45 desibel, 22.00-06.00 arası da 25-35 desibel gürültüden fazlasına izin verilmiyor.

Yönetmelikte, gürültülü iş kollarında çalışanların çalışma saatleri de sınırlandırılmış. Yönetmeliğe göre; sürekli 80 desibel gürültü olan bir ortamda en fazla 7,5 saat olarak çalışılabilir. Gürültü 90 desibel ise, maksimum çalışma süresi 4 saat olur. 95 desibellik ortamda 2, 100 desibellik ortamda ise günde en fazla yarım saat çalışılabilir. 115 desibelik ortamda en fazla günde 7,5 dakika çalışılabileceği belirtilen yönetmelikte, 140 desibelden yüksek gürültülerde ise çalışılamayacağı kaydediliyor.

Gürültü nasıl önlenir?

İstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hilmi Sabuncu, yürürlükteki Gürültü Yönetmeliği'nin son derece modern ve güzel olduğunu belirterek, yönetmelik tam olarak uygulandığında gürültü kirliliğinin azalacağını söyledi.

Prof. Dr. Hilmi Sabuncu, gürültü kirliliğini önlemek için önerilerini şöyle sıraladı;

. Ana arterler şehir dışına taşınmalıdır.

. Uydukentler yapılmalıdır.

. Nüfus seyreltilmelidir. Örneğin İstanbul'da büyük oteller aynı bölgede toplanmış, hastaneler de aynı şekilde. Bu yoğunluğu ve gürültüyü artırıyor. Alış veriş merkezleri, oteller, hastaneler ve okullar seyreltilmelidir.

. İstanbul'da işyeri ve evi farklı yakalarda olanlardan vergi alınmalıdır. İşyerleriyle oturma alanları birbirine yaklaştırılmalıdır. Büyük işletmeler çalışanlarına lojman yapmalıdır.

. Geçiş üstünlüğüne sahip polis ve itfaiye araçları ile ambulansların sesleri düzene sokulmalı, ses yerine yanar döner ışıklar kullanılmalıdır.

. Araçların hırsız alarmları rüzgarda bile çalışarak gereksiz gürültüye yol açıyorlar. Telsiz yöntemiyle sadece sahibini uyaran alarmlar üretilebilirse bu sorun ortadan kalkar.

. Maçlardan sonra havaya ateş ediyoruz. Karadeniz'de sünnet düğünlerinden sonra korna çalarak şehir turu yapıyoruz. Müziği yanlız kendimiz dinlemiyor, sesini yükselterek tüm mahalleliye veya komşu kızına da dinletiyoruz. Kapı ziline basmaya üşeniyor, korna çalıyoruz. Gürültücü bir milletiz. İnsanlarımız gürültü konusunda eğitilmelidir.

. Gürültü yapan disko gibi eğlence yerleri gürültüye karşı izolasyon yapılmalıdır.

. Vatandaş gürültü yapanları şikayet etmelidir.

. Gürültüyle mücadele için mahallelerde örgütler kurulmalıdır.

. Çevre yollarının kenarına ses duvarları yapılmalıdır.

. Sanayi tesisleri şehir dışına çıkarılmalıdır.

. Gürültülü işyerlerinde çalışanlar, kulaklık veya kulak tıkacı kullanmalıdır.

 İstanbul'da en gürültülü yerler

Prof. Dr. Hilmi Sabuncu, İstanbul'un çeşitli yerlerinde gürültü ölçümleri yaptığını belirterek, en gürültülü yerlerin; Harbiye-Mecidiyeköy arasındaki tercihli yol, Beşiktaş Barbaros Bulvarı ve Etiler Nispetiye Caddesi olduğunu bildirdi.

Sabuncu, İstanbul'da gürültünün varoşlarda yaşayanları rahatsız etmediğini de söyledi. Hilmi Sabuncu, "Varoşlarda yaşayanlar için, gürültü hizmet anlamına geliyor. Çöp arabası ya da satıcının geldiğini gürültüsünden anlıyorlar. Sorduğumuzda da bunların sesinden rahatsızlık duymadıklarını söylüyorlar" diye konuştu.

Gürültünün insan sağlığına etkisi

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Üyesi Dr. Suphi Vehid, gürültünün insan sağlığını hem fiziksel, hem de psikolojik olarak etkilediğini bildirdi. Tehlike sınırının 85 desibel olduğunu kaydeden Vehid, 85 desibel şiddetinde ve daha şiddetli gürültülerin telafi edilemez fiziksel zararlara yol açtığını bildirdi.

Hiç gürültü olmamasının da insan sağlığına zararlı olduğunu belirden Suphi Vehid, sıfır gürültünün geçmişte işkence yöntemi olarak kullanıldığını söyledi.

Dr. Suphi Vehid'in verdiği bilgilere göre;

. 30-60 desibel şiddetindeki gürültü, insanda stres, gerginlik, sinirlilik, konstantrasyon ve uyku bozukluğuna yol açıyor.

. 60-90 desibel gürültü insanın sinirliliğini artırıyor. Kan damarlarının kasılıp gevşemesine neden oluyor. Tansiyon yükseliyor. Bu şiddetteki gürültü anlıksa küçük tansiyonun yükselmesine sebep oluyor. Sürekliyle büyük tansiyonu yükseltiyor, kan basıncını artırıyor, damarların elastiki özelliği kayboluyor.

. 90-120 desibel arası gürültü işitmeyi azaltıyor. Sürekli olursa işitme kaybına sebep oluyor.

. 140 desibel, anlık dahi olsa akustik travmaya yol açıyor. Kulak zarında çökme ve yırtılmalar meydana geliyor.

. 85 desibel kritik değer olarak kabul ediliyor. 85'ten sonrası insan sağlığı için son derece tehlikeli. Uyur veya uyanık olmak farketmez, işitme kaybına neden olur.

. 85 desibelden daha az şiddetli gürültünün psikolojik zarar vermesi kişinin durumuna bağlı. Örneğin arabesk müzik bazılarını psikolojik olarak olumsuz etkilerken, bu türü sevenler için gürültü niteliği taşımıyor. Aynı şekilde bir sokak satıcısı bağırırken kendi sesinden rahatsız olmuyor. Çünkü o sırada kendisine bir çıkar sağlıyor.

. Düşük şiddetli gürültüler, alışıldığında insanı daha az rahatsız ediyor, zararı azalıyor. Örneğin Ataköy'de uçak gürültüsü uzun süredir o bölgede oturanları rahatsız etmezken, misafirler gece uyuyamıyorlar. Demiryoluna yakın oturanlar da aynı durumda.

Yerel yönetimlere düşen görevler

Dr. Suphi Vehid, gürültü kirliliğinin önlenmesi için yerel yönetimlere şu öneri ve uyarılarda bulunuyor;

. Mesken bölgelerinde işyeri ruhsatı verilmemelidir.

. Binalara imar izni verilirken yapısal özelliklerden başka, gürültü açısından izalasyon da kontrol edilmelidir. Standartlara uygun izalasyon yapmayanlara ruhsat verilmemelidir.

. Sokak satıcılarının bağırarak satış yapması engellenmelidir.

. Şehir içinde diskolara çalışma izni verilmemelidir

. Araçların egzoslarına susturucu takılması sağlanmalıdır

. Trafik gürültüsü toplu taşımacılıkla önlenebilir. Metro çalışmaları yaygınlaştırılmalıdır. Böylece trafikteki araç sayısı azalır. Daha az klakson çalınır.

. İşe giriş muayenesinde; işitme kaybı olan kişiler saptanmalı, bu kişiler gürültülü ortamda çalıştırılmamalıdır. Sağlık geçmişini araştırıp askerliğini topçu olarak yapanların gürültülü yerlerde çalışmaması sağlanmalıdır.

. İşyerlerinde periyodik işitme düzeyi ve kan basıncı muayeneleri yapılmalıdır.

. Belediyeler gürültü ölçümleri yapmalıdır.

Özfatura; "Gürültüye karşı başarısızım"

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura gürültüden oldukça şikayetçi. Özfatura, gürültü kirliliğiyle mücadelede başarısız olduğunu da itiraf ederek şunları söylüyor;

"Gürültü kirliliği Türk milletinin biraz özünden, biraz eğitimsizliğinden kaynaklanıyor. Çünkü biz klaksonla konuşuyoruz. Adam burnunu karıştırmaktan çok klaksonu karıştırıyor maalesef. Merhaba diyecek klaksona basıyor. Yol isteyecek basıyor. Yani bizde şoförlük edebinin olmadığını ifade ve itiraf etmek zorundayım. Adam gecenin bir yarısında evleniyor. Allah mesut etsin de, bütün yaşlı genç herkesi sokaklara ve balkonlara canhıraç bir tarzda fırlatmanın hiç alemi yok. Yani adam gibi git. Bir maç kazanıyoruz, gürültü oluyor. Kaybediyoruz yine gürültü oluyor. Gürültü kirliliğinde başarılı olduğumu söyleyemem.

Hanofer Üniversitesi'yle ve diğer bazı Alman üniversiteleriyle, gürültü kirliliği raporu çıkarmıştık. Yani burada elimizden geldiği kadar bitki örtüsüyle de beraber bir gayretin içerisindeyiz. Ama bu daha ziyade eğitimle halledilebilecek bir konu."

İstanbul'da "ses duvarı"

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, E-5'in iki yanına beton ses duvarı yapmayı planlıyor. Belediye yetkilileri, böylece çevreyolundan kaynaklanan gürültüden yol kenarında oturanların zarar görmeyeceğini belirtiyorlar.

Öte yandan belediye bünyesinde 4 adet gürültü ölçüm cihazı bulunuyor. Belediye yetkilileri şikayet olan yerlerde gürültü ölçümleri yaparak, yasal sınırın üzerinde gürültü yapanlara para cezası uyguluyor.

Cezalar daha çok işyerlerine uygulanıyor. Evlerde oturanlar gürültüden rahatsız olsalar dahi genellikle belediyeye şikayet etmiyorlar. İşyerlerine gürültü kirliliği yapmaları durumunda 1997 fiyatlarıyla 125 ile 350 milyon lira arasında para cezası veriliyor.

Öztürk, işyerleri arasında en fazla gürültü şikayetinin otellerden geldiğini bildirdi. Otellerin soğuk hava depolarının gürültülü çalıştığını ve içerde olması gerektiğini kaydeden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Geliştirme Dairesi Başkanı Mustafa Öztürk, "Dışarıda tespit ettiğimiz depoları içeri aldırtıyoruz" diyor.

Prof. Dr. Mustafa Öztürk, valilik, büyükşehir belediyesi, ilçe belediyeleri, sağlık bakanlığı ve il çevre müdürlüğünün gürültü kirliliği konusunda birbirinden bağımsız ve habersiz çalışmalar yaptığını ve bunun en büyük handikap olduğunu söylüyor. Öztürk, ilgili kamu kuruluşlarına işbirliği çağrısı yapıyor.

Prof. Öztürk, trafik polislerinin gürültü yapan araçlara ceza vermesi için yetkilerinin artırılması gerektiğini de savunuyor.

Antalya'da ölçümler

Antalya Büyükşehir Belediyesi'nden alınan bilgiye göre, kentin 21 değişik noktasında aylık periyotlarla gürültü ölçümleri yapılıyor. Yapılan ölçümler sonunda, en gürültülü semtlerin 96 desibelle çevreyolu, 86 desibelle Şarampol Caddesi, 92 desibelle doğu Garajı, 82 desibelle Kalekapısı, 82 desibelle Atatürk Caddesi olduğu tespit edildi. Gürültüyle ilgili şikayetler değerlendiriliyor. Motorlu araçlar, trafik ekipleriyle denetleniyor. Araçlardaki havalı kornalar sökülüyor.

Manisa'da eğlence yerlerine uyarı

Manisa'da gürültü kirliliğine yol açan müzilki eğlence yerlerinin belirlenmesi amacıyla belediye görevlileri, Çevre İl Müdürlüğü ve Sağlık il Müdürlüğü elemanlarıyla birlikte, 6 hafta süreyle gürültü ölçüm çalışmaları yapıyor. Haziran-temmuz aylarında, kentteki tüm düğün salonları, içkili lokantalar, birahaneler ve müzikli bahçelerinde, saat 22.30-24.00 saatleri arasında gürültü ölçümleri yapılıyor. Ses seviyesi yüksek bulunan işletmelere, gürültü ölçüm cihazı taktırmaları için süre veriliyor.

Ayrıca kent içerisinde faaliyet gösteren gayrı sahhi müesseselerin ruhsatlandırılması aşamasında gürültü ölçümleri yapılıyor.

Belediyeye ait nikah salonu ve tanzim satış mağazasında da gürültü monitörü bulunuyor.

Bursa'nın "gürültü haritası"

Bursa'da, İl Çevre Kurulu kararı gereğince 17 noktada gürültü ölçümleri yapılarak kentin gürültü kirliliği haritası, ana arterlerde gürültü ölçümleri yapılarak trafik kaynaklı çizgisel gürültü dağılım haritası hazırlandı. Ayrıca Çevre Yasası'nın Gürültü Kontrol Yönetmeliği kapsamında, vatandaşların gürültü şikayetleri ve gürültü ölçüm istekleri değerlendiriliyor.

Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Dilber Abla
İHV Gönüllüsü