Mevzuat
BELEDİYELERİN BAŞLARININ PÜSKÜLLÜ BELASI
İmar meselesi!
Yerel yönetimleri, kentsel hizmet kavramı var ediyor. Yani kent olmazsa, kentsel hizmet olmayacak, belediyeye de gereksinme duyulmayacak! Kentler bir imar faaliyetiyle ortaya çıktığına göre.. Özetleyecek olursak; imar demek belediye demek!
Ferit BARINDIRAN
Hani dönemin maarif nazırı; "Şu mektepler olmasa talim terbiye işi ne kolay olurdu" demiş ya?!
Şu imar mevzuatı olmasa belediyelerin de işi kim bilir ne kolay(!) olurdu? İlginçtir.. Belediye başkanları kentin imarı için doğru olanı yapsalar da eleştirilirler, yanlış olanı yapsalar da..
Örneğin; kaçak yapıyı yıktırdığı için de "yuha"lanır, kaçağa göz yumduğu için de.. Böyle bir çarpıklığın temelinde siyasetin çıkar aracı olarak görülmesi yatmaktadır. Ne yazık ki, ülkemizde imar mevzuatı öteden beri böyle bir anlayışın malzemesi yapılmak istenmiştir.
Kaçak yapıyı yıktırmayan başkan için "yedi; yıktırmadı" denir; yıktıran için de "rüşvet istedi vermedik diye yıktırdı!" suçlaması yapılır. Nedense kimse, belediyenin ve tabii başkanın imar mevzuatını uygulamakla yükümlü olduklarını görmek istemez.
Ne zaman nerede gecekondu yıkımı olsa, evini kurtarmak için çırpınan insanlar, kendilerine hazine arazisi satıp kazık atanları unutur, belediyeyi suçlarlar. Belediye; kaçak, yasadışı inşaata göz yumarsa, "iyi belediye", gecekonduya, kaçak ve yasadışı inşaata izin vermezse "kötü belediye" sayılır.
Yani görevini yapan belediye tepki görüyor, yapmayan hayırdua alıyor. Belki de bu yüzden imar konusu bütün belediyelerin yumuşak karnı niteliği taşıyor.
Belediye neden yıkar? Neden ceza verir?
Bunların yasalardaki yerlerine şöyle bir bakalım.
İmar konularında verilecek cezalar, İmar Kanunu ve konu ile ilgili diğer kanunlarda gösterilir. Bu cezalar, belediye sınırları içinde ve mücavir alanlarda belediye encümeni ve belediye başkanı, belediye sınırları dışında mahallin en büyük mülki amiri tarafından verilir.
Ceza türleri genel olarak şunlardır;
-Para cezası
-Hatalı ve tehlikeli yapının durumunun düzeltilmesi
-Yapının mühürlenmesi ve inşaatın durdurulması
-İdarece yapılan masrafların ceza olarak alınması
-Ruhsatın iptali
-Yapının yıktırılması
Şimdi bir de kısa ve net olarak imar uygulamalarına ilişkin kanunlardaki cezai işlemlere göz atalım.
İmar kanunu ne diyor?
3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesinde ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı olarak başlanan yapılar için özel düzenleme getirilmesi ve ruhsatın iptali, binanın yıktırılması hususları hüküm altına alınıyor.
Peki, hangi yapılar "İmar mevzuatına aykırı" sayılıyor? Bunların neler olduğu hususu da Belediye ve Mücavir Alan Sınırları İçinde ve Dışında Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak İmar Yönetmeliği'nin 4/20. maddesinde belirtiliyor. 1580 Sayılı Kanunun 83. maddesinin 9. fıkrasında "para cezaları hakkındaki kanunlara tevfikan ceza takdiri" görev ve yetkisi belediye encümenlerine veriliyor. Buna göre, 3194 sayılı İmar Kanunun 42. maddesine göre, verilecek para cezalarının encümence karara bağlanmaları gerekiyor.
Kıyı Kanunu hükümleri
4 Nisan 1990 günü ve 3621 sayılı Kıyı Kanununun "ceza hükümleri" başlığı altındaki 15. maddesi, kıyıda ve uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde ne tür imar suçu işleyenlere ceza verileceği belirtiliyor. Bu maddenin a fıkrasının 1, 2, 3. bentlerinde üç ayrı suçu işleyenlere beş, on ve elli milyon lira para cezası verileceği, b fıkrasında ise, bu kanun kapsamında kalan kıyılarda ve alanlarda, kanun hükmüne uyulmadan ruhsatsız, ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapıların sahiplerine para cezası verileceği ifade ediliyor.
Bu kanunda belirtilen para cezası, ilgisine göre doğrudan doğruya Vali veya Belediye Başkanı tarafından verilir.
Karayolları Trafik Kanunu
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 17. maddesinde, belediye sınırları dışında karayolu kenarındaki yapı ve tesisler için, o karayolunun yapım ve bakımı ile sorumlu kuruluştan izin alınmasının zorunlu olduğu belirtiliyor. İzinsiz yapılan bu gibi tesislerin yapımı ve işletilmesi yetkililerce durdurulur. Yönetmelikteki şartlar yerine getirilmeden işletme izni verilmez ve bağlantı yolu ilgili kuruluşça ortadan kaldırılır. Bu işlem için yapılacak her türlü gider izinsiz tesis yapanlara aittir. Ayrıca, bu madde hükümlerine uymayan yüz bin lira para cezası ile cezalandırılır.
18. maddede ise, belediye sınırları içindeki karayolları kenarında yapılacak ve açılacak 17. maddede sayılan yapı ve tesis için, belediyeden izin alınması gereği belirtiliyor. Belediyelerin trafik güvenliği bakımından bu tesisler hakkındaki yönetmelikte belirtilen şartların yerine getirilmesini sağlamaları gerekiyor. Yasa, izin alınmadığı takdirde tesislerin yapımı ve işletilmesinin durdurulacağını ve bağlantı yolunun ortadan kaldırılacağını hükme bağlıyor.
Bu madde hükümlerine aykırı olarak izinsiz yapı yapanların yüz bin lira para cezası ile cezalandırılacakları belirtiliyor.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
2683 sayılı, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 16. maddesinde; ruhsatsız yapı yasağından bahsedilerek, "ruhsatsız olarak yapılacak inşaatlar ile koruma amaçlı imar planlarında, plana; sitlerde sit alanına aykırı olarak inşa edilen yapılar hakkında imar mevzuatına göre işlem yapılır" deniliyor. Böylelikle 3194 sayılı kanunun 42. maddesine atıfta bulunulmuş oluyor. 2863 sayılı kanunun 16. maddesinde belirtilen deyimler aynı kanunun 3. maddesinde teker teker sayılarak açıklanıyor.
Boğaziçi Kanunu neler getiriyor?
18 Kasım 1983 gün ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu'nun 13. maddesinde "yıkım işleri" başlığı altında, bu maddede belirtilen yapılardan a, b, c, d fıkralarında belirtilenlerin yıktırılacağı, yıkım işi mal sahibi veya müteahhit tarafından yapılmadığında, işlemin Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nce yerine getirilip yıkım masraflarının yüzde yirmi fazlası ile mal sahibi veya müteahhitten tahsil edileceği hükmü yer alıyor.
Yine aynı kanunun "cezai hükümler" başlığı altındaki 18. maddesine göre de; bu kanunun 13. maddesine göre, Boğaziçi alanında inşaat ruhsatı alınmadan yapılan yapıların tamamı, inşaat ruhsatı ve eklerine ve imar mevzuatına aykırı yapılan yapıların aykırı kısım ve bölümleri yıktırılmakla birlikte, yapı sahibi, fenni mesul ve müteahhitlerin bir aydan altı aya kadar hapis ve ayrıca ağır para cezası ile cezalandırılmaları isteniyor.
Ayrıca kanun kamu görevlileri için de özel düzenleme getiriyor. Buna göre, imar mevzuatına ve bu kanuna aykırı ruhsat verenlerin, verilmesine müsaade edenlerin, bu kanunla verilen görevleri belirtilen süre içinde yapmayanların veya görevlerini kötüye kullananların, işledikleri fiil daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilecekleri belirtiliyor.
Gecekondu Kanunu kapsamına girenler
20 Temmuz 1966 gün ve 775 sayılı Gecekondu Kanunu'nun "Yeniden Gecekondu Yapımının Önlenmesi" başlıklı 18. maddesine göre, kanunda belirtilen yerlerde yapılacak, daimi veya geçici bütün izinsiz yapılar, inşa sırasında olsun veya iskân edilmiş bulunsun, hiçbir karar alınmasına lüzum kalmaksızın, belediye veya devlet zabıtası tarafından derhal yıktırılır.
Bu kanunun 2. maddesinde gecekondu deyimi ile neyin amaçlandığı da açıklanıyor.
Afetlerle ilgili düzenlemeler
Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun da imar konusunda bazı hükümler getiriyor.
Bu kanunun 2. maddesinin 2. bendi, mahalli şart ve özellikler ve dolayısıyla yangın afetine uğraması muhtemel olan sahaların ilanını, 3. maddesi ise afet bölgelerindeki yapılaşmalara ilişkin teknik şartların, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca çıkartılacak bir yönetmelikle tespit olunacağını hükme bağlıyor.
Yönetmelik esaslarına aykırı olan yapılar hakkında; ilgili belediyeler, vali ve kaymakamlar tarafından sahiplerine tebligat yapılması gerekiyor. Bu tebligatla en çok üç aylık süre içinde hatanın ve tehlikeli durumun giderilmesi isteneceği belirtiliyor. Verilen süre içerisinde sahiplerince ıslah edilmeyen bina veya bina kısımları belediye hudutları ve mücavir saha dahilinde belediye encümenlerince, diğer yerlerde ise il ve ilçe idari kurumlarınca, yıkma parası yıkıntı malzemesinden karşılanmak, yetmemesi halinde kalan kısım afetler fonundan karşılanmak üzere yıktırılacağı ifade ediliyor.
Sonuç
İmar mevzuatıyla ilgili kanunlarda belirtilen para cezalarının zaman içinde "komik" sayılacak düzeyde kaldığı görülüyor. Burada hemen belirtelim ki, para cezalarının yıllar itibarı ile miktarlarının tespitinde, 7 Aralık 1988 gün ve 3506 sayılı kanun ile bu kanunda değişiklik yapan 6 Aralık 1989 gün ve 3559 sayılı kanun hükümleri uygulanıyor.