Enflasyon
Her dönemde halkın geçim grafiğini belirleyen etken
Ekmek fiyatları
Enver SALİHOĞLU (Mülkiye Başmüfettişi)
Yıl 1914.. Ekmek 40 para! Yıl 1998.. Ekmek 40 bin lira! Bu durumda ekmek fiyatları kaç kat artmış dersiniz? Boşuna hesap yapmayın; sorunun yanıtını yazının sonunda bulacaksınız..
1998 yılı başlarında gazeteler ekmek fiyatlarının bazı illerde 40 bin liraya yükseltildiğini yazdılar. Böylece fiyatları denetim altında tutmaya çalışan yöneticiler, bir kez daha yenildi. Beş yüz yıldır olduğu gibi...
Tarihin ilk "standart belgesi" sayılan 1502 tarihli "Kanunname-i İhtisabı Bursa"da da (Bursa Belediye Kanunu) bu konu üzerinde duruluyor ve narha uyulmadığı belirtilerek şöyle devam ediliyor:
"İktidar sahibi padişahtan gelen emirde...
Ezelden yüksek makamın bu emrine uyularak her evsaf ve bilirkişileri ayrı ayrı hazır bulundurulup narhların her birinde eskilerinin nasıl olduğu ve el'an bu halini muhafaza edip etmediği ve değişiklik varsa sebebi ve ne zaman meydana geldiği sorulduktan sonra hiçbir iş alanında eski kanundan eser kalmamıştır. Bütün narhlar beş altı yıldan beri tamamen değişmiş ve bozulmuştur. Narhla katiyen amel edilmemektedir."
Ardından da gerekli düzenlemeler anlatılarak, konulan hükümler açıklanıyor:
"Öyle olunca ekmekçilerin teftişine başlanıp eski kanunları soruldu. Her zaman buğdayın ucuzluğuna ve dolgunluğuna göre hakimin emri ile güvenilir bilirkişiler çeşni tutarlardı. Dört beş yıl vardır ki, ekmekçiler hüküm getirip bunda şehir ileri gelenlerinden birkaç bilirkişi hakim marifetiyle çeşni tutup onunla amel edilsin diye emrolunmuş ve o tarihte çeşni tutulup şöyle kararlaştırılmıştır ki, Bursa'nın "Mud" (Bir mud beş kile) adlı ölçeğiyle buğdayın alası yüz on akçaya, ortası yüze ve düşüğü seksen beş akçaya olduğu zaman ekmek yediyüz dirhemi bir akçaya olacak ve fiyatlarda artma, eksilme vuku bulduğu taktirde bu kıyasla yeni narh tayin olunacak."
Narh önceleri çok işe yaradı
Böylece başlayan ekmekte narh uygulamasının, 15. yüzyılın sonlarından 17. yüzyılın başlarına kadar fiyatların yükselmesini büyük ölçüde önlediği görülüyor. Mustafa Akdağ'ın tespitlerine göre 1460 yılında 2.240 kilogram ekmek bir akçe iken, 1560 yılında aynı para ile 1.920 kilogram ekmek alınabiliyordu. Yani yüzde 14'lük bir değer kaybı sözkonusuydu.
1594 Temmuz'unda Ankara'da 400 dirhem ekmeğin bir akçe olduğu narh listesinde belirtiliyor.
Ancak bunalım dönemleri olan 17. yüzyılın ilk yıllarında fiyatlar hızla yükselmişti. Örneğin 1598 yılında Bursa'da 200 dirhem ekmek bir akçeye çıkmıştı. Bundan sonra ekmek fiyatlarındaki artış sürmüştü.
Bursa'da 1610 yılında bir akçeye ancak 160 dirhem ekmek alınabiliyordu. Bir karşılaştırma yapacak olursak, 1594 yılında bir işçi gündeliği 12 akçe olduğuna göre bununla ancak 1720 dirhem ekmek almak mümkündü.
Osmanlılarda yüzyıllar boyu süren fiyat kntrolunun, 19. yüzyılın ortalarından itibaren aşamalı şekilde kaldırılmaya başlandığı görülüyor. Ancak, ekmekte narh uygulamasına devam ediliyor.
Sultan II. Abdülhamid'in bir Hatt-ı Hümayununda, ekmeğin en az iki günde bir kalite kontrolünün yaptırılması ve narha uygunluğunun araştırılması emrediliyor, bu konuda muhtesiple birlikte daha üst makamların da sorumlu tutulacağı belirtiliyordu.
Bu emirlere rağmen zaman zaman yetkili durumdaki kişilerin narh konusunda yolsuzluklar yaptıkları da görülüyordu. Örneğin, tüccarlardan rüşvet alarak ekmek fiyatlarını yükselten kadılara, fırıncılar cemiyetine 6.5 kuruşluk buğdayı 10 kuruşa satmak için baskı yapan valilere rastlanıyordu. Tabii, bu da fiyatları etkiliyordu.
Savaşın etkileri
I.Dünya Savaşı başlamadan önce ekmeğin fiyatı bir kuruş (40 para) civarında iken, savaşın ilk yıllarındaki darlık sebebiyle bu fiyat 55- 60 para olarak tespit edilmiş, daha sonra 35-40 kuruşa, hatta savaşın sonlarına doğru 80 kuruşa yükselmişti.
1910 yılında çıkarılan "Esnaf Cemiyetleri Talimatnamesi"nin yürürlüğe girmesinden sonra 1911 yılında "Ekmekçi Esnafı Cemiyeti" oluşturulmuştu. İaşe işlerinde bu cemiyetin de katkısı bulunuyordu.
1915 yılında iktidardaki İttihat ve Terakki Partisi bu konuya büyük önem vermiş ve bu işin tüccar eline bırakılamayacağı kanaatine varılmıştı. Ekmek fiyatları oluşturulan özel bir komisyon marifetiyle belirlenmeye başlanmış, bununla beraber fiyatlar yine de sabit tutulamamıştı. Ekmeğe narh verilmesine rağmen piyasada 50-60 kuruşa ekmek satıldığı görülmekteydi. 1916 yılında büyük kentlerde azami ekmek fiyatları İstanbul, Ankara ve Konya'da 2 kuruş, Bursa ve İzmir'de 2.5 kuruş, Trakya yöresinde ise 3 kuruş olarak belirlenmişti. Bütün bunlara rağmen 1917 ortalarına gelindiğinde başta ekmek olmak üzere temel gıda maddelerinin kontrolü elden çıkmıştı. Bu yüzden Harbiye Nezaretine bağlı İaşe Umum Müdürlüğü oluşturulmuştu.
Artık fiyatlar katlanarak artıyor
Cumhuriyet döneminde de benzer uygulamalar sürdürülmüş, 1932 yılında ekmeklik buğday için özel bir kanun çıkarılmış, II. Dünya Savaşı yıllarında da ekmek ve un ile ilgili çeşitli düzenlemeler yapılmış, piyasanın kontrolü ve askeri ihtiyaçlar için 1941- 1944 yılları arasında 17 ilde tahıl stoklarına el konulması kararlaştırılmış, 1941 yılında "İaşe Müsteşarlığı" kurulmuştu. 17.01.1941 tarihinden itibaren karne uygulamasına geçilmiş, aynı dönemde yoksullara ekmek dağıtımı yapılmaya başlanmıştı. 1950'den sonra da ekmek konusunda darlık olmamasına rağmen fiyatlar yükselmeye devam etmişti.
05.08.1977 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan bir Bakanlar Kurulu kararı ile ekmek fiyatlarının "İl Koordinasyon Kurulu" kararı ile belirlenmesi öngörülmüş, ancak bu konuda yetki tartışmaları ve ekonomide liberalleşme sonucu, ekmek fiyatlarına müdahale kısa sürmüştü.
1984'ten sonra birçok belediye ekmek fiyatlarını serbest bıraktı. 1991 yılında ise 507 sayılı kanunda yapılan değişiklikle küçük esnaf durumundaki fırıncıların ekmek fiyatlarını kendi odaları belirlemeye başladı.
Son yıllarda hızla yükselen fiyatlar karşısında konu yine gündeme girdi. 1997 yılında hükümet ekmek fiyatlarının sabit tutulması için girişimlerde bulundu. Ancak, aradan bir yıl geçmeden 15 bin lira olan ekmek, İstanbul'da 35 bin, bazı illerde de 40 bin liraya yükseldi. 1997 yılı enflasyonunun yüzde 99.6 olarak gerçekleştiğine göre, ekmek fiyatlarındaki artış enflasyonun da üzerinde oldu.
Sonuçta türlü engellemelere rağmen fiyatlar 84 yılda 40 paradan 40 bin liraya ulaştı. Bugünkü fiyatı para üzerinden ifade edersek, bir ekmek 160 milyon paraya satılıyor. Bu da 84 yılda ekmek fiyatlarının 4 milyon kat arttığını gösteriyor.
Bu millet karnını ekmekle doyurmaya devam edeceğine göre, bu artış da herhalde aynı hızla sürecek!