• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Yayınlarımız

YY Belediyelerin tasarruf tedbirleri; işçi çıkarmak

Görüş

Ferit BARINDIRAN yazıyor

Züğürt belediyelerin klasik para kaynağı!

Tasarruf tedbirleri

Öncelikle belediye başkanı dostlarımız "züğürt" lafına takılıp da yok yere üzülmesinler. Siyasetin katı gerçeğini biraz yumuşatmak istedim.

Türkiye'de 2830 kadar belediye var. Kalabalıkça bir köy konumundaki 2-3 bin nüfuslu belde belediyeleri de, adı köy olsa bile nüfusu milyonu aşan Kadıköy gibi dev ilçe belediyeleri de bu sayının içinde.

İki konumdaki belediyenin de sıkıntılar sıralamasında buluştukları bir nokta var; para!

Daha doğrusu parasızlık. Gerçi sıkıntının rakamları çok farklı; ama, "en önemli sıkıntı" iki belediye başkanı için de aynı..

Az nüfuslu da çok nüfuslu da paranın azlığından yakınıyor. Hemen hemen bütün belediye başkanları daha fazla pay bekliyor. Sonra iş öyle bir noktaya geliyor ki, kendi kaynağını kendi bulmak için kolları sıvıyor.

İşte bu noktada bir klasik kavram ortaya çıkıveriyor; tasarruf önlemleri.

En büyük israf yanlış istihdam

Okullarında tutum haftası düzenlenen bir ülke için tasarruf önlemleri elbette son derece önem taşıyor. Tasarruf; israfın önlenmesi anlamına geliyor. Ancak ilginç olan şu ki, tasarruf önlemlerinde ilk sırayı çok zaman personel indirimi alıyor. Demek ki, bizim kurumlarımız en büyük israfı istihdam konusunda yapıyor. Çok adam az iş formülü, gün geliyor, az adam çok iş formülüyle yer değiştiriyor.

Belki de Türkiye'nin kamu istihdamı politikası bu noktada şekilleniyor. Hani, hantal devlet diyoruz ya? İşte o.

Kamu kurumlarını, istihdam alanı olarak görme çarpıklığı yüzünden, hem, üretime katkısı olmadan maaş alan işgücünün onuru sanal anlamda zedeleniyor, hem de bunu istihdama katkı sayan yönetici, beceriksiz duruma düşüyor. İnsanları nitelikli üretici yapmak yerine devlet kapısında maaşlı yapmak kolaycılığı, sonunda kurumları çıkmaza sokuyor.

Aslında böyle olacağına, insanlara üretici yetenekler kazandırmayı önde tutabilsek, belki de tasarruf önlemlerine pek gereksinme kalmayacak.

Burada belediyeler bazında konuşuyoruz, ama, aslında personel indirimini tasarruf önlemi sayma yanlışı özel kuruluşlarda da sık görülüyor.

Kaynak sıkıntısı giderme konusunda başvurulan yöntemler de birbirlerine çok benziyor. İster resmi ister özel kuruluş olsun, ilk yapılan uygulama vergi ve sigortaların cari giderlerde kullanımı oluyor. Özel kuruluşlarda bu alışkanlık denizin bittiği yerde iflasla son buluyor. Kamu kuruluşlarında ise bir sonrakine siyasal literatürdeki ifadesiyle enkaz olarak devrediliyor.

Üretime katkı sağlanabilir

Galiba, siyasetteki kötü malzeme, iki özellik taşıyor:

1. Olmayan parayı kullanarak kendinden sonrakilere borç bırakmak ve

2. Gerekenden fazla personel alarak kurumu zora sokmak.

Çağdaş yönetim anlayışı ikisini de dışlıyor.

Bu iki yanlışı sürdürenlerin siyasal yaşamları aslında kısa sürüyor. Ama bıraktıkları enkazın kaldırılması pek öyle kısa olmuyor.

Bugün parmakla sayılacak azlıktaki borçsuz belediyeleri bir yana bırakacak olursak, yerel yönetimler aşırı borç yükü altında eziliyor. Eleman alımını bir istihdam politikası sayarak davranan kötü örneklerin yanında istahdamı iş alanı açarak yapanlar da var.

Bu yolu seçenlerin genellikle tercih ettikleri iş kolları, taş ocağı, kum ocağı, mozaik atölyesi, künk ve tuğla fabrikası gibi genellikle yapı sektörüne alt malzeme hazırlama üniteleri oluyor.

Market ve işletmecilik yaparak gelir kaynağı oluşturanlar da var. Hatta benzin istasyonu işletenler bile oluyor.

Üretim birimi oluşturarak ekonomik değer oluşturanlar, bulundukları yörenin istahdam sorununu da hafifletmiş oluyorlar. Ancak, bu girişimlerden zararla çıkanlar da olmuyor değil.

Bütün bu çarpıklıklar, hizmet için varolan belediyelerin kaynak sıkıntılarının boyutunu sergiliyor.

Sonuç:

Yerel yönetimleri parasal sıkıntıdan kurtaracak önlemler birgün bile geciktirilemeyecek noktaya dayanmış bulunuyor. 

Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.091634.2282
Euro37.013337.1616
Dilber Abla
İHV Gönüllüsü