• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Yayınlarımız

YY 5 yıldızlı otel sıkıntısı

Turizm

İstanbul'da yeni turizm alanları ilan edilmesinin arkasındaki gerçek

5 yıldızlı otel sıkıntısı!

İstanbul'da bazı sit alanlarını da kapsayan arazilerin "turizm alanı" ilan edilmesi geçtiğimiz ay en çok tartışılan konulardan biri oldu. Kamuoyunun tepki göstererek karara karşı çıkması üzerine, hükümet de sağduyulu davranarak kararnameyi geri çekti.

Turizm Bakanlığı, İstanbul'da yatak kapasitesini artırmak amacıyla çıkarılan, ancak tepkiler üzerine geri çekilen kararnamenin yerine yenisini hazırlıyor. Yeni kararnamede, daha önce ilan edilen turizm alanlarının dördü iptal edilecek, yeşil alan ve sit bölgelerinde yapılaşmaya izin verilmeyecek.

Bakanlar Kurulu'nda başlayan yanlış hesap Bakanlar Kurulu'ndan döndü ve telafisi mümkün olmayacak bir çevre katliamı önlenmiş oldu. Konu, Türkiye'de çeşitli yerlerin turizm alanı ilan edilmesiyle ilgiliydi. Karar Resmi Gazete'de yayınlandığında Türkiye'nin diğer kentlerindeki turizm alanları pek kimsenin tepkisini çekmedi, ama, İstanbul için kıyametler koptu.

Tepkiler turizm alanı ilan edilen yerlerde sit alanları ve doğal parkların bulunmasından kaynaklanıyordu. Ancak, tepkilerin bir boyutu da siyasal nitelik taşıyordu. Çünkü, ilan edilen alanlarda ANAP İstanbul İl Başkanı Erdal Aksoy'un arazileri de vardı.

Karar kapsamındaki alanlardan ikisinde Aksoy soyadına kayıtlı arazilerin olması, konunun siyasal önemini, çevre duyarlılığına dayanan tepkilerin önüne geçirdi. Turizm alanı ilan etme gerekçeleri unutuldu ve ANAP kendi adamlarını kayırıyor suçlaması kamuoyunun gündemine yerleşti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tayyip Erdoğan bir basın toplantısıyla kararın bu boyutuna dikkatleri çekti. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da karar kapsamında yer alan ve iki dönem önceki İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı ANAP'lı Bedrettin Dalan'ın yaptırdığı Kuruçeşme Parkı'nda "İstanbul satılıyor" mitingi düzenledi.

Yanlış kararın gerekçesi tartışma dışı kalmış ve tepkiler siyasal kayırmacılığı durdurma gösterilerine dönüşmüştü. Hele Aksoy adının varlığı, hükümetin büyük ortağını eleştirilerin hedefi yapmıştı.

Erdal Aksoy ise, tepkiler henüz başlangıç aşamasındayken siyasal istismar yorumlarını önlemek için yanlış karardan vazgeçilmesini sağlamaya çalışmış, bu olmazsa, kendisine ait arazilerin kapsam dışı tutulmasını önermişti. Bu önerisini, kamuoyuna açıklamadan önce, yakın dostu olan Başbakan Mesut Yılmaz'a ileterek, kendisinin ve partinin haksız suçlamalardan kurtarılmasını istemişti.

Aslında karar başından beri sahipsizdi; artan tepkilerle de büsbütün ortada kaldı.

Sonuçta, kaş yapmak isterken göz çıkarmaya dönüşen karar, Bakanlar Kurulu'nda Başbakan Mesut Yılmaz ve Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'in ağırlıklarını koymasıyla yeniden düzenlenmek üzere geri çekildi.

Bakanlar Kurulu toplantısında alınan prensip kararına göre, yeni bir kararnameyle turizm alanı ilan edilecek bölgelerde; varsa yeşil alan, park, bahçe veya sit alanlarında hiçbir şekilde yapılaşmaya izin verilmeyecek. Ayrıca, İstanbul'da ilan edilen 8 turizm alanının 4'ü kararnameden çıkarılacak.

Beşiktaş Kuruçeşme, Serencebey Yokuşu, Sarıyer Mavromoloz ve Sarıyer İstinye'deki alanların kapsam dışı bırakılmalarıyla Erdal Aksoy'un arazileri de kapsam dışı kalmış olacak.

Şişli Bomonti, Ataköy ve İstinye'deki alanlar ile Beşiktaş Atik Ali Paşa Yalısı ise yeniden turizm alanı ilan edilecek. Ancak sit kapsamında ve yeşil alanlarda yapılaşmaya izin verilmeyecek.

Bütün bunlar niçin oluyor?

Peki İstanbul'da bu yerlerin turizm alanı ilan edilmesinin gerekçesi neydi?

Turizm Bakanı İbrahim Gürdal, bunun gerekçelerini anlatırken İstanbul'un yeni otellere ihtiyacı olduğunu önemle vurguluyordu.

Son beş yıl içinde İstanbul'da 5 yıldızlı tek otel yapılmamıştı. Oysa İstanbul'un artan önemi önümüzdeki 7 yıl içinde yüksek standartta 100 bin yatak kapasitesine ulaşılmasını zorunlu kılıyordu. Türkiye'nin iki dalda başlattığı turizm atağıyla yakın gelecekte İstanbul'da yatak sıkıntısı çekilebilirdi. Kongre turizmi giderek artan bir önem kazanıyor, dinsel turizme ilgi genişliyordu. Veriler yeni büyük oteller yapılmasını zorluyordu.

İstanbul'da bugün 35 bin dolayında olan yüksek standartta yatak sayısına 7 yılda 70 bin yeni yatak eklemek gerekiyordu.

İşte temel gerekçeler bunlardı. Ama, seçilen yerler uygun muydu?

Açıkça ifade edilmemesine rağmen, sektör içindeki yorumlara göre, turizm yatırım teşviki bu kez alan seçilirken başlatılmak istenmiş olabilirdi. Seçilen alanlardaki arazilerin sahipleri böyle bir olanağı kolayca değerlendirebilecek kişi ve kuruluşlardı. Bu görüştekilerin yorumlarına göre, teşviklerden yararlanıp arazi satın almak yerine, kendi arazisi üzerine yatırım yapmak daha çekici olabilirdi.

Ancak, sit alanı ve yeşil doku olgusu gözardı edilmemeliydi.

Çok önemli bir başka unsur da kentin ulaşım sıkıntısını artıracak yerler seçilmemeliydi.

Geri çekilen Bakanlar Kurulu kararına gösterilen tepkiler iki temel üzerine oturtuluyordu:

1. İstanbul'un sit alanları ve yeşil dokusu tahrip ediliyor.

2. Aksoy kayırılıyor.

Bu bakış daha çok siyasal ağırlıklı tepkilerde ortaya konuluyordu.

Bu iki neden de Bakanlar Kurulu'nda benimsenen görüşlerle ortadan kaldırıldı:

Sit alanları ve yeşil doku hiçbir şekilde tahrip edilmeyecek, Aksoy ailesine ait alanlar kapsam dışı tutulacak.

Peki, kentin yapısal ve hukuksal konumuyla ilgili olarak ortaya konulan tepkilerin gerekçeleri aynı kolaylıkla aşılabilecek mi?

Sözkonusu kararın İmar Kanunu'na aykırı olduğu iddiası bundan sonraki karar için de geçerliliğini sürdürecek. Olası bir karar Danıştayca iptal edilebilecek.

Bu konuda Büyükşehir Belediyesi'nin önceki dönem başkanı Prof. Nurettin Sözen zamanında alınmış bir karar da emsal gösteriliyor.

Tartışmalar bu noktaya geldiğinde turizm alanı ilanına dayanak yapılan gerekçeler gözden ırak tutuluyor. Haklılık mücadelesi verilirken İstanbul'la ilgili 5 yıldızlı otel gereksinmesi gündem dışı kalıyor.

Böyle bir gereksinme var mı?

Turizm Bakanlığı "var" diyor. Bunu derken sektörün verilerine dayanıyor.

Peki bu gereksinme nasıl karşılanacak?

Beş yıldızlı otel yapımına izin vermemekle suçlanan Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tayyip Erdoğan, bu konuda yaptığı açıklamada otel yapımına izin verme hakkının ilçe belediyelerinde olduğunu vurguluyor ve sorumlu tutulmasının bilgi eksikliğinden kaynaklandığını belirtiyor.

Ancak ne tepkiler, ne Turizm Bakanlığı'nın tutumu ne de Erdoğan'ın açıklaması İstanbul'un varolduğu belirtilen otel gereksinmesini gidermiş oluyor.

Sektör içinden gelen 5 yıldızlı otel talebi nasıl karşılanacak sorusu havada kalıyor. Büyükşehir Belediyesi, benim sorumluluğumda değil derken, ilçe belediyelerinin böylesine büyük yatırımlara özendirici ortam oluşturması hiç de makul gözükmüyor.

Aslında işin püf noktasını, 5 yıldızlı otel yapımına girişenlere sağlanan kolaylıklar oluşturuyor. Beş yıldızlı otel yapım ruhsatını ilçe belediyeleri veriyor, ama, normal prosedür içinde böyle bir yatırımın teşvik alması pek kolay olmuyor. Oysa, turizm alanı ilan edilen yerlerde kredi kapıları kendiliğinden açılıyor. Zaten turizm alanlarını çekici kılan unsur da bu oluyor.

İşin bu boyutu dikkate alındığında beş yıldızlı otel yapımına ruhsat verme yetkisi ilçe belediyelerinin elindedir demek pek bir anlam taşımıyor.

Sonuçta sorun, yumurta-tavuk hesabı bir ikilemde çözümsüzlüğe giriyor.

İstanbul'da yeni turizm alanları ilanıyla çözülmek istenen 5 yıldızlı otel sorunuyla ilgili veriler şöyle sıralanıyor:

* Türkiye'nin yakın gelecekte ulaşağı varsayılan turizm potansiyeli nedeniyle İstanbul'da 70 bin adet 5 yıldızlı yatağa gereksinme duyuluyor.

* Yerel yönetimler bu konuda insiyatif kullanamıyor.

* Sermaye grupları için özendirici teşvikler bulunmuyor.

Şimdi sorun bu noktada bekliyor. Hem kenti koruyup hem turizmi geliştirmenin yolu bakalım nasıl bulunacak? Ya da bakalım nasıl bulunamayacak?!!

Çözüm için, herhalde, öncelikle cephe savaşı havasından çıkıp sorunla yüzleşmek gerekiyor. Bu da teşvik yetkisinin yerel yönetimlerle uzlaşarak kullanılmasını zorunlu kılıyor. Ama, sadece bu da yetmiyor; işbirliğinin şehir plancıları ve turizm sektörü temsilcilerince de desteklenmesi gerekiyor.

*
Turizm alanının ayrıcalıkları 

. Alan üzerinde ilçe ve anakent belediyelerinin denetimi ortadan kalkıyor.

. Belediye, yapılacak binalara ruhsat vermek zorunda bırakılıyor.

. Turizm alanları teşvik kapsamında ele alındıkları için rahatça kredi kullanabiliyorlar.

. Kent yararına oluşturulan imar planı hiyerarşisini bozuyor.

*
Geri çekilen Bakanlar Kurulu kararındaki turizm alanları

1- İstanbul Sarıyer-İstinye: Sarıyer Turizm Merkezi Tevsii: Bu alan geri görünümde 1991 onanlı planda; hayvanat bahçesi, konaklama tesisi, ağaçlandırılacak alan, park (donatı) alanı olarak görülüyor.

Mülkiyeti: İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Uran Holding, Yaşar Erdem ve bir vakfa ait.

(Yeni kararnamede "turizm alanı" kapsamından çıkarılacak.)

2- İstanbul Sarıyer-Mavramoloz Turizm Merkezi: Mevcut planlarda orman alanı ve günübirlik kullanım alanı olarak görülüyor. Tamamı SİT alanı içerisinde. Bir kısmı Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi'nde yer alıyor.

Mülkiyeti: Erdal Aksoy, Emperyal Otelcilik Turizm ve Tic. A.Ş., SS Uluyol Arsa ve Konut Yapı Koop, SS Fener Yapı Koop., Maliye, Pamukbank ve Menekşe Ailesi vs.

(Yeni kararnamede "turizm alanı" kapsamından çıkarılacak.)

3- İstanbul İstinye Turizm Merkezi Tevsii: İstinye Mirgül Mahallesi Mevkii Geri Görünüm Etkileme Bölgesi'nde kalıyor. Kısmen öngörünümde yer alıyor. Mevcut planlarda; park alanı, spor alanı ve günübirlik kullanım alanı olarak görülüyor. Bu alan 1990 yılında da turizm alanı ilan edildi. Dönemin büyükşehir belediyesi yönetimince, kararın iptali için Danıştay'da dava açıldı ve 1995'de bu yerin turizm alanı olması kararı iptal edildi.

Mülkiyeti: Doğuş Holding, Borsa.

(Yeni hazırlanan kararnameyle yeniden "turizm alanı" ilan edilecek.)

4- Ataköy Turizm Merkezi Zeytinburnu Kısmı 2. Tevsii: 1994 onanlı 1000 ve 5000'lik planlarda yeşil alan, konut alanı ve benzin istasyonu olarak görünüyor.

Mülkiyeti: Emayetaş A.Ş.

(Yeni hazırlanan kararnameyle yeniden "turizm alanı" ilan edilecek.)

5- İstanbul-Beşiktaş Kuruçeşme Turizm Merkezi: Mülkiyeti ağırlıklı olarak Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne ait olan bu alanda Kuruçeşme Parkı olarak da adlandırılan ve TDİ tarafından bir protokolle İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne devredilen Cemil Topuzlu Parkı bulunuyor. Boğaziçi öngörünümündeki bu alan, mevcut planlarda da park ve turizm konaklama alanı olarak görülüyor.

Mülkiyeti: Ağırlıklı olarak Türkiye Denizcilik İşletmeleri, Akfil Holding, Akın Turizm, Kayalar İnş.

(Yeni kararnamede "turizm alanı" kapsamından çıkarılacak.)

6- Beşiktaş Atikali Paşa Yalısı Turizm Merkezi: 1994 onanlı, 1000'lik planda devlet konuk evi olarak görülüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, mevcut yapının korunması durumunda bu alanın turizm merkezi olmasında sakınca olmadığını belirtiyor.

Mülkiyeti: Maliye Hazinesi'ne ait.

(Yeni hazırlanan kararnameyle yeniden "turizm alanı" ilan edilecek.)

7- İstanbul-Şişli Bomonti Turizm Merkezi Alanı: 1994 onanlı 5000'lik planlarda bir kısmı pazar yeri, bir kısmı da sağlık tesisleri ve MİA (Merkezi İş Alanı) olarak görülüyor. Belediye, bu alanın da turizm merkezi olmasında bir mahsur görmüyor.

Mülkiyeti: Bomonti Bira Fab. (TEKEL), Fransız Yetimhanesi, Maliye Hazinesi ve Yuda Leon Kandiyoti

(Yeni hazırlanan kararnameyle yeniden "turizm alanı" ilan edilecek.)

8- İstanbul Beşiktaş Serencebey Turizm Merkezi Alanı: 1984 onanlı plana göre yeşil alan, otel, okul sahası, yol ve konut alanı olarak görülüyor.

Mülkiyeti: Conrad otel, Hazine, Emekli Sandığı Genel Müd., Yeditepe Beynelminel Otelcilik Turizm A.Ş., Erdal Aksoy.

(Yeni kararnamede "turizm alanı" kapsamından çıkarılacak.)

*
Kamuoyunda pek tartışılmamasına karşın, İstanbul'la birlikte Anadolu'da çeşitli yerlerinde bazı araziler de "turizm alanı" ilan edildi. Bu alanların durumunda yeni kararnameyle herhangi bir değişiklik olmayacak, bu alanlar yine "turizm alanı" kapsamında kalacaklar.

Anadolu'da turizm alanı ilan edilen yerler:

1. Adana Karataş Kıyı bandı Turizm Merkezi

2. Antalya Aşıboğa Turizm Merkezi

3. Antalya Alanya kargıcak Turizm Merkezi

4. Amasya Terziköy kaplıcası

5. Bursa Uludağ kış Sporları Turizm Merkezi

6. Hatay İskenderun Kıyı Bandı

7- Isparta Gölcük Turizm Merkezi

8. İçel Anamur Mamure Kalesi

9. İçel Kaladıran Turizm Merkezi

10. Ordu Mesudiye yeşilce Topçam Yaylaları

11. Niğde Narlıgöl Kaplıcası

12. Samsun Havza Mevcut Kaplıca

13. Trabzon Araklı Yeşilyurt Yılantaş Yaylası

Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Dilber Abla
İHV Gönüllüsü